HABERLER

Arild Stravrum: ‘Siz Beşiktaş’tan ayrılsanız bile, Beşiktaş sizden ayrılmaz’

Beşiktaş’ta oynadığı 2001-02 sezonunda özellikle farklı ve entelektüel kişiliğiyle dikkat çeken Arild Stravrum, futbolu bıraktıktan sonra bir süre antrenörlüğü denese de lise öğretmeni olmayı tercih etti. Ayrıca futbol-polisiye romanları yazan Stavrum’un kitaptaki karakterlerinden birinin Beşiktaş’taki eski futbol arkadaşı Shorunmo olduğunu biliyor muydunuz? Hem de katil olarak... Bu hikayeyi ve daha fazlasını Beşiktaş Dergisi’nin Norveç Oslo’da gerçekleştirdiği röportajdan öğrenebilirsiniz...

Arild Stavrum röportajının bazı bölümlerini yayınlıyoruz...

“Siyasal Bilimler üzerine lisans yaptıktan sonra, Molde takımına geçtim ve burada Age Hareide yönetimindeydik. Müthiş bir antrenördü, nitekim şimdilerde Danimarka Milli Takımı’nı çalıştırıyor. Kulüp efsanesi haline gelen 3 S’ler adında bir forvet hattı oluşturduk. Ben, Sundgot ve Solskjaer ile birlikte bir nevi Beşiktaş’tayken ismini duyduğum Metin, Ali ve Feyyaz gibi bir hattımız vardı.”

“Bir İskoç gazeteci saçlarım uzun diye futbolumu eleştirmişti. Ben de ilk hattrick yaptığım maçtan sonra saçlarımı kestim ve o gazetecinin posta kutusuna koydum. Biraz ürkmüştü!”

“Havalimanında uçak kapısı açılmadan bile Beşiktaş’ı yaşamaya başladım. Uçak koridorundan geçerken insanların sırtımı sıvazlamasından tutun, uçak kapısını açan görevlinin beni gördüğünde “En büyük Beşiktaş” diye haykırmasına kadar her şey müthişti. Sonra terminalde omuzlara alındığımda çok büyük bir işe karıştığımı anlamıştım. Daha tuvaletteydim ilk ropörtajım için mikrofon uzattıklarında.”

“Daha önce elli bin kişinin önünde oynamıştım ama İnönü’de kırk bin Beşiktaşlı’nın çıkardığı ses seksen bin kişiye tekabül eder. Böyle bir şey ile daha önce karşılaşmamıştım. Bazı Türk oyuncuların bile bu baskıyı kaldıramayıp Beşiktaş’tan ayrıldığını gördüm.”

“Evimizde Çaykur Rize maçında skor 1-1 iken, penaltı kazandık ve golü atmama rağmen hakem penaltıyı tekrarlattı. Bu sırada tribünden büyük tepki geldi ve Daum ikinci atışı başka birisine kullandırmak istedi. O sırada kalenin arkasında oturan bir kadın gördüm, kucağında oğlu ile dua ediyorlardı. Onlar için ne kadar önemli olduğunu görünce, Daum’u duymaz oldu kulaklarım. İkinci penaltıyı da gole çevirdim ve o kadın ile çocuğa koştum.”

“Farklı bir ortam olduğundan kötü başladığımı itiraf ediyorum ama yavaş yavaş forma girdim. Hatılarsınız dört maçta beş gol atmayı başarmıştım. Tam form tutmuşken sakatlandım ve asla tam anlamıyla iyileşmeyecektim. Bir daha düzgün oynayamadım. Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldım ve futbolu otuz yaşımda bıraktım. Futbola bir ara ilk takımım Molde’de geri dönmeye çalıştım ama olmadı. Halen bugüne kadar Beşiktaş taraftarına gerçek Stavrum’u gösteremediğim için üzülürüm.”

“Oslo’da yaşıyorum -ki tüm Beşiktaşlılar’ı beklerim- ve evime en yakın manava ilk girdiğimde, birisi Rize maçı sonrası gazete manşetinde yazan “Yavrum Stavrum!” diye bağırdı bana. Beşiktaş’tan ayrılsanız bile, Beşiktaş sizden ayrılmaz. Manav amca ile her hafta maçlardan sonra zirve yapıyor ve ligi değerlendiriyoruz.”

“Futbol-polisiye romanları yazıyorum. Hatta İngilizce’ye tercüme olan tek kitabım “Exposed At The Back” romanımda tanıdık isimler bulabilirsiniz. Mesela bir romanımda Shorunmo adında bir karaktere yer verdim. Kalecimiz Shorunmu gol yediğimizde gülerdi ve bu beni öldürüyordu, o yüzden romanda da onu katil yaptım!”

Röportajın tamamını ve Beşiktaş Dergisi ekim sayısındaki diğer konuları okumak, posterleri ve mobil duvar kağıtlarını indirmek için TIKLAYIN