HABERLER

10.08.2009

Şevket Yorulmaz’ı Saygıyla Anıyoruz

Unutulmaz futbolcularımızdan Şevket Yorulmaz'ı ölümünün 12. yılında saygıyla anıyoruz.

1950'li yılların unutulmaz futbolcusu, 1951-52 ve 1952-53 sezonlarındaki gol kralımız Şevket Yorulmaz, Beşiktaş tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Yorulmaz, futbolu bıraktıktan sonra uzun süre Kulübümüz'e hizmetini sürdürdü.
10 Ağustos 1997 yılında kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan Şevket Yorulmaz'ı ölümünün 12. yılında saygıyla anıyoruz.
Beşiktaş JK

ŞEVKET YORULMAZ KİMDİR?
Beşiktaş’ın Unutulmaz Santrforlarından Şevket Yorulmaz….
Beşiktaş’a transfer olduğu 1947 ile 1954 yılları arasında Siyah-Beyaz forma ile 173 maçta yer aldı ve rakip kalelere 99 gol kaydederek, Beşiktaş tarihine ismini altın harflerle yazdırdı. Çok genç yaşta Beşiktaş formasını sırtına geçiren Şevket Yorulmaz, bir ömrü Siyah Beyaz renkler altında yaşadı.
Hava toplarındaki üstünlüğü, sürati ve ani driplingleri ile olduğu kadar, attığı estetik golleri ile de ideal bir santrfordu.
16 yıl süren Süleyman Seba’nın Başkanlık döneminde, kulüp müdürlüğü görevinde kalarak, Beşiktaş’la olan bağlarını vefat ettiği son güne kadar sürdürdü. Çok dürüst bir karaktere sahip olması, Beşiktaş’ın menfaatlerini her şeyden üstün tutması O’nun kulüp müdürlüğünde bu kadar uzun zaman kalmasını sağladı.
Atalarımız “görünüşüne aldanma” diye boşuna söylememişler. Bu deyim, santrfor Şevket için söylenmişti adeta… Uzun boy, sırım gibi bir fiziğe sahip olmasına rağmen, kilosu, boyu ile dengeli olmadığı için “Dokunsam yere düşer” imajı vermekteydi rakiplerine… Oysa Şevket Yorulmaz, futbola ters düşen bu fiziğine rağmen; çabuk ve sert çalışan iki ayağı ve  zekası ile rakip ceza alanında her an tehlike yaratan müthiş bir santrfordu.  Rakiplerinin zaaflarını çabuk sezinler, yaptığı driplinglerle onları terse düşürür ve kaleyi gördüğü anda topu şutlayarak takımını sırtlardı Beşiktaş santrforu Şevket Yorulmaz… 
Askerde Keşfedildi
Şevket Yorulmaz, 1925 yılında Konya’da doğmuştu. Futbola doğduğu il olan Konya arsalarında başlamıştı. Askerliğini yaptığı Antalya’da Jandarmagücü Takımı’nda kendini gösterme fırsatı bulmuştu. Ankara’daki yetkililer, O’nun askerlik görevini derhal Başkent’teki Muhafız Alayı’na naklettirmişlerdi. Şevket Yorulmaz, Muhafızgücü Takımı’nda da kendini göstermiş, yıldızı kısa zamanda iyice parlamıştı. Bu takımda oynadığı maçlarda Beşiktaşlı yöneticilerin dikkatini çekmiş ve terhisinden sonra hemen O’nu İstanbul’a getirten Siyah-Beyazlı yöneticiler, Beşiktaş’ın 9 numaralı formasını kendisine emanet etmişlerdi.
173 Maçta 99 Gol
1940’lı yılların sonlarında Beşiktaş’ın Siyah-Beyaz forması altında parlamıştı. Kemal Gülçelik gibi büyük bir santrforun futboldan kopması üzerine, boş kalan o mevkiiyi genç bir santrfor olarak Şevket Yorulmaz doldurmaya başlamıştı. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi, fizik yapısı güçlü-kuvvetli bir görüntü vermediği için rakipleri, başlangıçta onun ne menem şey olduğunu pek anlayamamışlardı. Beşiktaş’a transfer olduğu 1947 ile 1954 yılları arasında Siyah-Beyaz forma ile 173 maçta yer aldı ve rakip kalelere 99 gol kaydederek, Beşiktaş tarihine ismini altın harflerle yazdırdı.
1947 yılında Milli Küme ve Başbakanlık şampiyonlukları ile tanıştı. 1950, 1951, 1952 ve 1954’te İstanbul Ligi, 1951’de aynı zamanda Türkiye şampiyonluğu gördü Beşiktaş formasıyla.
Tam Bir Takım Oyuncusu
1951-52 ve 1952-53 İstanbul Profesyonel Ligi’nde iki yıl üst üste gol kralı oldu. Ayrıca Beşiktaş formasını taşıdığı yıllarda 7 kez de (A), Ümit ve Genç Milli takımlarımızda yer aldı. Şüphesiz, Siyah-Beyaz forma ile ünlenmeseydi, Ay-Yıldızlı formayı çok daha fazla sayıda giyecekti.
Golcü bir santrfor olarak tanınmasına rağmen, egoist davranmaz arkadaşlarını da gol pozisyonlarına sokardı. Yani tam bir ekip oyuncusu idi. Gerek yerde gerek havada topla buluştuğu anda süratle karar verir, şayet kendisi en iyi şekilde değerlendiremeyecekse bencil davranmaz, arkadaşlarını da gol pozisyonlarına sokardı. Yani bugünkü tabir ile “assist”leri de mükemmeldi. Bu yüzden çok kısa zamanda Kaptan Baba Hakkı’nın büyük sevgisini kazandı.
Hava toplarındaki üstünlüğü, sürati ve ani driplingleri ile olduğu kadar, attığı estetik golleri ile de ideal bir santrfordu.
Beşiktaş’tan Hiç Kopmadı
Futbolu bıraktıktan sonra “diplomalı antrenör” olarak Bursa Merinos Fabrikası takımını çalıştırdı uzun zaman.  Başkan Süleyman Seba’nın itimat ettiği en önemli spor adamlarından biriydi. Nitekim 16 yıl süren Süleyman Seba’nın Başkanlık döneminde, kulüp müdürlüğü görevinde kalarak, Beşiktaş’la olan bağlarını vefat ettiği son güne kadar sürdürdü. Çok dürüst bir karaktere sahip olması, Beşiktaş’ın menfaatlerini her şeyden üstün tutması O’nun kulüp müdürlüğünde bu kadar uzun zaman kalmasını sağladı.
Beşiktaşlı Duruşunun
En Güzel Temsilcilerinden

1980’li yılların başında Beşiktaş, tamamen kendi alt yapısından yetişip, fışkıran mükemmel bir ekip çıkarmıştı ortaya. Uzun bir aradan sonra Türkiye Ligi’ne ağırlığını koyan bu ekip, hemen gücünü ortaya koymuş ve tüm rakiplerini sürklase ederek, 1981-82 sezonunu şampiyonluk titriyle tamamlamıştı.
Müteakip 3-4 yıl içinde daha da güçlenen bu kadro, çok istikrarlı görünümü ile yalnız Beşiktaşlılar’ın değil, tüm futbolseverlerin de gönlünde taht kurmuş ve ligin en önemli şampiyon adayı olarak gösterilmeye başlanmıştı sürekli olarak…
Ama ne yazık ki, bazı rakipleri, boş durmuyorlar ve Siyah-Beyazlı takımı normal yollarla durduramayacaklarını bildikleri için illegal yollara başvurmayı daha uygun buluyorlardı amaçları için. Fısıltı gazeteleri bir yana, gerçek gazetelerin spor sayfalarında bile “şike ve teşvik primi” dedikoduları ile çalkalanıyordu ortalık. Beşiktaş’ı yenmeleri ya da puan kaybına uğratmaları halinde ligin bazı Anadolu takımlarına valiz dolusu banknotlar götürülüyor, bazılarına da adambaşı sıfır kilometre otomobiller vaat ediliyordu.
İşte böyle bir sezonda şampiyonluğun en büyük adayı olan Beşiktaş ile ligin son maçını oynayacak olan takımın bir grup oyuncuları, başlarında kaptanları olmak üzere Akaretler’deki kulüp binasına gelmişler ve Başkan Süleyman Seba ile görüşme talebinde bulunmuşlardı, Kulüp Müdürü Şevket Yorulmaz’dan rica ederek… Sansasyonel bir teklif getirmişlerdi:
“Ağabey, en büyük rakibinizin önemli bir yöneticisi, Beşiktaş’ı yenmemiz ya da berabere kalmamız halinde yüklüce bir teşvik primi vaat etti tüm takım oyuncularımıza… Ama yönetimimiz, ‘Bu para sizin için değil, kulüp için vaat edildi’ deyip paraya el koydular. Bu para esasında bizim hakkımızdır. Teklifimiz şu; siz bu meblağın yarısın doğrudan bize verin, yenilelim son maçta Beşiktaş’a. Rahatlıkla şampiyon olun” diyorlardı, yüzleri bile kızarmadan…
Bu çok çirkin teklif karşısında beynine kan sıçramıştı adeta Şevket Yorulmaz’ın. Yıllarca beraber top koşturduğu Başkan Seba’nın bu konudaki hassasiyetini çok iyi bildiği için, çirkin teklifi başkanına intikal bile ettirmeden, konuyu kendisi halletti ve şikecilere kibarca kulüp binasının kapısını göstererek, şu sözlerle noktaladı çirkinliği:
“Beşiktaş’ın tarihinde kirli şampiyonluk yoktur. Karakartal asla şike yapmaz. Bu yüzden dürüstçe kazanılan bir ikincilik, bizim için şaibeli şampiyonluktan çok daha kıymetlidir. Başkan’ın hışmına uğramak istemiyorsanız, hemen terk edin burayı.”
İşte yalnız Beşiktaş’ın değil, Türk Futbolu’nun da en değerli santrforlarından biri olan Şevket Yorulmaz, bu derece sağlam bir karaktere sahipti. En az 15 yıl kulüp müdürlüğünde bulunması, tam da bu özelliğinden kaynaklanıyordu

Diğer Haberler