İkinci Başkanımız Hakan Daltaban, Genel Sekreterimiz Uğur Fora, Sayman Yönetim Kurulu Üyemiz Çağatay Abraş ile Yönetim Kurulu Üyelerimiz A. Orhan Özalp ile Merve Öztopaloğlu, Tüpraş Stadyumu’nda bulunan White Pepper Restoran’da Beşiktaşımızı takip eden basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Yönetim Kurulu Üyelerimiz, sohbet toplantısında basın mensuplarına, 22 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek olan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’ndaki gündem maddeleri başta olmak üzere kulübümüzün gündemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

İkinci Başkanımız Hakan Daltaban, sohbet toplantısında basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’ndaki gündem maddeleri bizim için çok önemli bir dönemeç. Beşiktaş’ın faiz yükü çok ağır. Dikilitaş projesini rakiplerle aradaki farkı kapatmak için çok önemli buluyoruz. Bu projeyi Beşiktaş’ın mali açıdan kurtuluşu olarak görüyoruz.

Bizim için önemli olan gelecekte doğru işler yaptığımızın söyleneceğini biliyor olmak. Bunları yaparken eleştiri alacağımızı biliyoruz. Bu eleştirilere hazırız. Biz burayı terk etmeyeceğiz.

Elimizde altı yedi projemiz var. Bu projelerden üç tanesini gerçekleştirdiğimizde Beşiktaş’ın parayla ilgili sorunu kalmayacak.

Bunu yapacak irade, birlik-beraberlik ve güven duygusuna ihtiyacımız var. Camiamız gün geçtikçe güven kaybediyor. Şu anda o güvensizliğin bedelini ödüyoruz. Güven ortamını birlik ve beraberliği sağlamak için elimizden geleni yapacağız.”

Genel Sekreterimiz Uğur Fora, sohbet toplantısında şu ifadeleri kullandı:

“Şan Ökten Tesisleri ile Süleyman Seba Spor Salonu’nun mülkiyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda. Hedefimiz beş dönümlük bu arazinin tüm haklarını Beşiktaş’ın malı haline getirmek. Bu süreç, göreve geldiğimizden bu yana titizlikle yürütülmektedir.”

Yönetim Kurulu Üyemiz A. Orhan Özalp’ın konuşması şöyle:

“Dünya, ekonomik olarak çalkantılı bir dönemden geçiyor. Böyle bir ortamda bir tarafta Emlak Konut bir tarafta kamunun en büyük bankası Ziraat Bankası ile bu projenin mümkün olan en kısa sürede hayata geçmesini planlıyoruz. Beşiktaş bu projeyi kendine yakışır paydaşlarla gerçekleştirecek. Bu arazinin imarlanarak değer kazanması hepimiz için bir şans.

Sermaye artırımından gelen paranın neredeyse tamamını bankalara olan borcu azaltmak için kullandık. Biz sözümüzün arkasında durduk. Dikilitaş projesi Beşiktaş’ın finansal özgürlüğü için en önemli önceliğimiz. Biz önceki yönetimlerin faturasını ödüyoruz. Biz de aynı şeyi devam ettirebilirdik. Borcu azaltmak yerine borcu aynı yerde tutsak bunu da başarı olarak satardık. En zorunu yapmak, fedakarlık yapmayı gerektiriyor. Beşiktaş’ın faiz yükü ortadayken bekleme lüksü olduğuna inanıyor musunuz? Biz şeffaf olduk. Yapabileceklerimiz ve yapmak istediklerimiz konusunda şeffaf davranmaya çalıştık. Kaybettiğimiz her günün bedelini içimize sindirmek mümkün değil. En zor şartta sermaye artışına gittik. O zaman da acele ettiğimiz söylendi. Yaşadığmız coğrafyanın gerçekleri var. Birkaç ay sonra sermaye artırımı yapmaya kalksak o parayı da bulamayabilirdik.

Beşiktaş’a bir yılda sermaye artırımı ve yönetimden gelen rakamlarla ekstra kaynak yaratıldı. Biz kendimizi anlatmayı, enkaz edebiyatı yapmayı sevmiyoruz. Atıl durumdaki bir alanı 400 milyon avroluk bir proje haline getiriyoruz diye belki de reklamını iyi yapamadık.

Beşiktaş’ın önce finansal özgürlüğüne daha sonra daha iyi günlere koşması için kenetlendik, bunun için çalışıyoruz.”