Divan Kurulumuzun 2025 Yılı 2. Olağan Toplantısı, İstanbul Kongre Merkezi-Üsküdar Salonu’nda gerçekleştirildi.
Toplantıya; Başkanımız Serdal Adalı, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Divan Kurulu Başkanımız Tevfik Yamantürk, Divan Başkanlık Kurulu Üyelerimiz, Denetim Kurulu Başkanımız Gökhan Tiryaki, Denetim Kurulu Üyelerimiz ile Divan Kurulu Üyelerimiz katıldılar.
Toplantının açılışının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Divan Kurulu Başkanımız Tevfik Yamantürk, toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Camiamdan özür diliyorum. 12 Nisan’daki toplantıda olanların olmaması lazımdı. Benim o fotoğrafın içinde yer almamam lazımdı. Camiamdan kalpten özür diliyorum, lütfen kabul edin. Gücüm yettiği kadar onun devrinde yapılan 137 milyon avro borçlanmayı takip edeceğim, bundan şüpheniz olmasın.
Bugün Divan Başkanı olarak son konuşmamı yapıyorum. 2017 yılında hiç aklımda yokken bir otel odasında aldığım telefonla bu yolculuk başladı. Sizler bu görevi bana emanet ettiniz. 8 yıldır doğru bildiklerimizle inandığımız doğrularla aynı yönetimle süremizi tamamladık. Bir dönem daha seçilme hakkımız olmasına rağmen bir daha aday olmayacağımızı söyledik ve sözümüzde durduk. Makamların da bırakılıp gidilebileceğini, arkadan gelenlere yol açılması gerektiğini göstermeye çalıştık. Umarım anlaşılmıştır.
Bu süreçte kulübümüzde yedi kere seçim yapıldı. İstikrarsızlık ortamı oluştu. Bence doğru değil. Dört başkanla çalıştık. Görevden ayrılırken bu makama altı ile sekiz adayın yarışacağı bir seçim olacağını görüyorum. Demek ki biz itibarı yüksek olan makamın itibarını daha da yükselttik ki bu kadar insan aday oluyor.
Egomuz emanetimizde olan makamın gerisinde kalacak dedik ve bunu uygulamaya çalıştık. En büyük kayıp itibar kaybıdır. Bir insanın çocuklarına bırakabileceği en büyük servet itibarıdır. Beşiktaşımız, şanlı Cumhuriyetimizin Osmanlı’dan devraldığı sayılı miraslardan biridir, Beşiktaş’a gözümüz gibi bakmamız gerekmektedir. Bunu da yapmaya çalıştık. Ahlaki değerleri olmayan insanların Beşiktaş’tan uzak tutulması gerektiğini söylemiştik. Kulüp yöneticiliği zenginleşmek ve şöhrete ulaşmak için kolay bir yol haline geldi. Bunu önlemek camianın elinde. Güzel ülkemize aidiyet duygusu duymayan insanların camiadan uzak tutulması gerekiyor. Bunlar olmazsa bir sabah kulüpte; Arapça, Rusça ya da Çince konuşulur.
Başkanların ve yönetimlerin dönemlerinde yaptıkları borçtan avro cinsinden sorumlu olması gerektiğini söyledik. Bir önceki yönetime tüzük çalışmasında belirttik ama son anda bu ifade silindi. İkna edemedik. Herkesin aklında başka bir hesap var. Bunu da yaşayarak gördük.
Beni ve arkadaşlarımı güvenip seçtiğiniz için bu şerefli makamı emanet ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Layık olmaya çalıştık. Camiamızın menfaatlerini kendi küçük menfaatlerimizin çok önünde tuttuğumuzdan emin olun. Bu vesileyle şahsım ve arkadaşlarım adına kalpten teşekkür ediyorum.
Deplasmanlar dahil maçlarda görüşüp kucaklaşmak üzere Allah’a ısmarladık.”
Yamantürk’ün ardından Denetim Kurulu Başkanımız Gökhan Tiryaki ile Denetim Kurulu Üyemiz Kerem Akbaş, Kulübümüzün mali durumu hakkında Divan Kurulu Üyelerimizi bilgilendirdi.
Genel Sekreterimiz Uğur Fora, Yönetim Kurulumuzun faaliyetleriyle ilgili olarak Divan Kurulu Üyelerimizi bilgilendirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Yönetim Kurulumuzun neden Olağanüstü Genel Kurul kararı aldığını anlatmak, samimi ya da maksatlı eleştirilere cevap vermek için kürsüdeyim.
Genel olarak Başkanımızın ve yönetimimizin mali ve idari konulardaki hareket tarzını, ilkelerini, karar süreçlerindeki motivasyonunu ve psikolojisini paylaşacağım.
Kongre gündem maddeleri neden bu kadar detaylı ve uzun yazılı şeklinde eleştiriye cevap vermek istiyorum. Cevabımız çok net; çünkü Adalı ve yönetimi için güven her şeyden önce gelir. Güven de şeffaflıkla inşa edilir. Başkanımızın sık sık kullandığı meşhur sözü hatırlatmak isterim; “camiamın bana olan güvenini kaybedeceğime servetimi kaybetmeyi yeğlerim”. Bu söz sadece bir ifade değil, Başkanımızın ve bizim tüm kararlarımıza yön veren temel duruşumuzdur. Güven veren duruş ve hesap verebilirlik anlayışı bize doğal bir öz güven kazandırıyor. Bu öz güven de bizi algı oyunlarına yapay imaj çalışmalarına ya da manipülatif iletişim yöntemlerine başvurmadan yol haritamızı doğrudan ve açık bir şekilde camiamızla paylaşmaya yönlendiriyor. Kongre maddelerini bu kadar detaylı ve şeffaf şekilde kaleme almamızın sebebi budur, gizleyecek bir şeyimiz yok. Ne yapacaksak Beşiktaşlıların bilgisi ve desteği dahilinde yapacağız. Sizler bunları en ince ayrıntısına kadar görecek, bilecek ve denetleyeceksiniz.
Bir başka eleştiri de kongre gündeminin torba yasaya benzetilmesi oldu. Bizim gündemimizde böyle bir durum söz konusu değildir. Her gündem maddesi ayrı ayrı ve tek tek oylanacaktır. Bazıları kabul edilebilir, bazıları reddedilebilir. Biz hiçbir konuyu saklamak ya da başka bir maddenin gölgesine gizlemek yoluna başvurmadık. Ne yapıyorsak açıkça yapıyoruz. Kararı genel kurula bırakıyoruz.
Onaya sunduğumuz gündem maddeleri hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum. Bazı maddeler bizden önceki yönetimin başlattığı genel kuruldan gerekli izinlerin alındığı ya da daha önce sizlerle paylaşılan konular. Akaretler Plaza, benzin istasyonu ve Fulya AVM. Örneğin Akaretler’deki plaza yaklaşık 2.5 yıldır boş duruyor. Göreve geldiğimizde ilk olarak güçlendirme ruhsatını aldık. İhalesini gerçekleştirdik ve binayı kiralamaya uygun hale getirdik. Benzer şekilde benzin istasyonu ve Fulya AVM’nin kiraya verilmesi süreçleri önceki yönetim döneminde başlamıştır. Kiracılar belirlenmiş, sözleşmeler hazırlanmış ama seçim süreci nedeniyle imzalar atılamamıştır. Tüzüğümüz gereği uzun vadeli kiralamalarda yönetim değişince daha önce alınan yetkiler yeni yönetime geçmemektedir. Bu nedenle projeleri Beşiktaş’ın lehine güçlendirerek yeniden yapılandırdık, genel kuruldan yetki bekliyoruz. Buraları yüksek gelir getiren yapılar haline getirmek için onay istiyoruz.
Sermaye artırımı sonucu yüzde 51’den yüzde 70’e çıkardığımız hisselerin tasarrufuna ilişkin maddeye değinmek istiyorum. Çoğu hukukçunun belirttiği üzere bu konu yönetim kurulunun yetkisi dahilinde ve genel kurul onayına ihtiyaç yoktur. Ancak bu kadar önemli ve tarihi adımın mutlaka genel kurulun bilgisi ve onayıyla hayata geçmesini tercih ettik. Bu nedenle bu maddeyi gündeme dahil ettik.
Sadece beş aylık yönetim olarak kasaya doğrudan koyduğumuz nakit hariç 70 milyon avro civarında kaynak yarattık. Bu da kulübümüzün yılda yaklaşık 35 milyon avro faiz yükünden kurtulması anlamına geliyor. Bu Beşiktaş adına tarihi bir kazanımdır.
Dikilitaş Projesi tarihi bir adım niteliğindedir. Elimizdeki 15 dönüm ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan alacağımız 5 dönümlük araziden bahsediyorum. Amacımız bu değerli arazileri satmak değil, tam tersine bu alanlarda proje geliştirip maksimum faydayı sağlayacak bir model kuracağız. Bu projeye sadece teknik ve finansal boyutuyla değil kurumsal ve sürdürülebilirlik açısından da büyük özen gösterdik. Emlak Konut ve Ziraat Bankası gibi devletin güçlü iki kurumu sürece dahil edildi. Mevcut yönetimimizin değil gelecek yönetimlerin menfaatlerini koruyacak yapısal garantiler oluşturuldu. Şeffaf, hesap verebilir sistem inşa edildi. Bu proje sadece bugünün ihtiyacına değil Beşiktaş’ın yarınlarını da güvenceye alacak bir anlayışla şekillendirildi. Sonuç olarak sağlam temellere oturan, yüksek gelir potansiyeli taşıyan ve camiamızın gurur duyacağı tutarlı bir proje ortaya çıktı.
Baskın kongre iddialarına gelelim. Bu soruyu anlayışla karşılıyoruz. Beşiktaş her gün beş milyon kaybediyor. Her ay bir kamyon banknotu Dolmabahçe’den denize döküyoruz. Bazı kararlar ertelendiğinde Beşiktaş bunu yaşıyor. Her ay ciddi bir kaynak kaybediyoruz. Bu kongre bir acelecilik değil, zamanla yarıştığımız bir sürecin zorunlu adımıdır. Başta Dikilitaş Projesi olmak üzere kongreye getirdiğimiz her husus, finansal özgürlüğümüz için çok büyük adımlardır. Bu kongre altı ay önce verilen sözlerin gerçeğe dönüşmesi anlamına geliyor.
Kabul ediyoruz, gündem maddeleri ilk bakışta noter vekaletnamesi gibi görünüyor. Bu konuda camiamızdan yükselen seslere kulak verdik. Divan Kurulumuz tarafından oluşturulan Divan Danışma Komisyonu’nun ciddi ve yapıcı eleştirileriyle maddelerde revizyona gittik. Beşiktaş’ın geleceğini sağlam temellere dayandırmak istiyoruz. Bu süreçte sizlerin desteği Beşiktaş’ın geleceğine atılacak en güçlü imza olacaktır.
15 Haziran’da çoğunluk sağlanamaması halinde 22 Haziran’da gerçekleştireceğimiz Olağanüstü Genel Kurulu Toplantısı gündemi, Divan Başkanlık Kurulu ve bu kurul tarafından oluşturulan komisyon ile Yönetim Kurulumuzun yaptığı çalışmalar sonucu oluşturulan mutabakat doğrultusunda yeni madde eklenmeksizin genel kurulda önerge verilmek suretiyle revize edilecektir. Bu revizeyle gündemin özellikle Dikilitaş arazisinde gerçekleştirilecek olan gayrimenkul projesine dair dördüncü maddesi daha açık ve yalın bir dile kavuşturulmuş, Kongre Üyelerimiz nezdinde hasıl olan bazı tereddütlerin bu şekilde giderilmesi amaçlanmıştır. Dikilitaş projesinin Emlak Konut ile gerçekleştirileceği vurgulanmış, finansman desteği için projeye Ziraat Bankası’nın dahil edileceği belirtilmiş ve projeden kulübümüzün sağlayacağı gelirin Bankalar Konsorsiyumu’na kalan borçların ödenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir. Projenin kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçekleştirileceği net olarak ifade edilmiştir. Konuya bu şekilde açıklık getirdik. Trampa gibi bazı hukuki terimlerin anlaşılmasında zorluk yaşandığına dair gelen geri bildirimler nedeniyle bu terimler çıkarılmış ve madde sadeleştirilmiştir. Rehin, ipotek gibi yükümlülüklere dair yetki de madde metninden çıkarılmıştır.
Aynı sadeleştirmeyi beşinci maddede de gerçekleştirdik. Özellikle belirtmek isterim ki bu madde halihazırda kulübümüzün kontrolünde olan gayrimenkullere ilişkin değildir. Bunlar ilave olarak edineceğimiz yeni taşınmazlara ilişkindir. Yeni edineceğimiz taşınmazlarda gerçekleştirilebilecek gayrimenkul projelerine ilişkindir.
Gündemin sekizinci maddesinde yer alan hisse oranımız yüzde 51’in altına düşmemek kaydıyla halka açıklık oranının değiştirilmesine dair hisse senetleri üzerinde rehin yetkisi tesis edilmesi maddesi metinden çıkarılmıştır.
Bu çalışmayı gerçekleştirdiğimiz Divan Başkanlık Kurulu ile Divan Danışma Komisyonu üyelerine huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum.
Bütün derdimiz ve kavgamız Beşiktaş’ın geleceğini sağlam temellerin üzerine inşa etmek.”
Başkanımız Serdal Adalı, Divan Kurulu Üyelerimize hitaben şunları söyledi:
“Sözlerime aziz vatanımız için canlarını feda eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Onursal Başkanımız Süleyman Seba ve Beşiktaşımıza hizmet edip ebediyete intikal etmiş tüm büyüklerimizi sevgi, saygı ve rahmetle anarak başlamak istiyorum.
Divan Kurulu Beşiktaşımızın güvencesidir, teminatıdır. Beşiktaş yönetimlerinin faaliyetlerini denetleme organıdır. Burası, Beşiktaş yönetimlerinin camiamıza icraatlarını anlattığı, Beşiktaş’ın güncel durumu ve geleceğiyle ilgili bilgi verdiği, hatta hesap verdiği yerdir. Biz Beşiktaşlıların günden güne azalan güvenini, Beşiktaş’ın itibarını, her geçen gün daha da kötüye giden sportif ve mali tablolarını yukarı çekmek, son sezonlarda ne yazık ki alışkanlık haline gelen bu gidişatı değiştirmek için bu makama geldik. Daha görevde altıncı ayımızı dahi doldurmadan, önemli bir zihniyet değişimini başlattık. 6 ay önce Beşiktaşımızın gündemi neydi, hangi konular konuşuluyordu, bugün sizlerden bir kez daha hatırlamanızı rica ediyorum.
Bugün tarihin en büyük borç ödemelerinden, ekonomik bağımsızlık projelerimizden, sahip olduğumuz varlıkların nasıl en verimli şekilde kullanılacağından ve yeniden doğmakta olan şampiyonluk hedeflerinden bahsediyoruz. Konuşmakla da kalmıyor somut adımlar atıyoruz.
Her zaman söylediğim gibi Beşiktaş’ın sportif başarı bakımından eski günlerine dönebilmesi için öncelikle mali bağımsızlığına kavuşması, ekonomik istikrarı sağlaması gerekiyor. Geçen haftaki basın toplantısında da üzülerek bahsettiğim gibi Beşiktaşımız şu anda; günlük 125 bin Euro, aylık 4 milyon Euro, yıllık yaklaşık 50 milyon Euro faiz ödediği bir dönemden geçiyor. Böyle bir finansal tabloda devamlılık sağlayan başarı neredeyse imkansız hale geliyor. En acısı da, bu borç çarkı her an tüm hızıyla işlemeye devam ediyor. Bugün Divan Kurulumuzu sonlandırıp evlerimize gittiğimizde Beşiktaşımızın borcu 5 milyon TL daha artmış olacak. Bugün bu salondan ayrıldığımızda yeni bir 5.000.000 TL’yi boğazın sularına dökmüş olacağız. İşte bu sistem bu kadar hızlı, bu kadar zalimce işliyor. Bu şekilde geçen her saniye, her dakika Beşiktaşımıza zarar veriyor. Bu tabloyu tersine çevirecek hamleleri, Beşiktaşımızı bu mali yükten kurtaracak finansal projeleri bir an evvel hayata geçirmek durumundayız. Sermaye artırımı ile başladık ve gördüğünüz üzere hiçbir şekilde pes etmiyoruz. Hiç vakit kaybetmeden camiamızla yepyeni projeler paylaşıyoruz.
Ne yapıp edip Beşiktaşımızı bu faiz yükünden kurtarmamız, Bankalar Konsorsiyumu’ndan çıkmamız lazım. Göreve geldiğimizden bu yana Beşiktaş’a toplam 70-75 milyon Euro civarında bir kaynak sağlamış, bunu yalnızca 6 ayda yapmış bir yönetim kurulu olarak karşınızdayız. Yılbaşına kadar geçtiğimiz seneden gelen bir 40 milyon euro daha ödeme var. Fakat yeterli değil, Beşiktaşımız için çok daha ciddi projeler geliştirmek ve yeni kaynaklar yaratmak durumundayız. Futbol ekonomisinin ülkemizdeki durumu göz önüne alındığında, Beşiktaşımızın mali bağımsızlığını sağlayacak kadar geliri futboldan elde edemeyiz. Var olan borcu kapatmak için yeni projeler üretmekten, Beşiktaş’ın elindeki gelir potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmekten başka da çaremiz yok. Biz de bu konularda hazırlığımızı yaptık. Bu nedenle de sizleri 22 Haziran Pazar günü düzenleyeceğimiz Olağanüstü Genel Kurulu’muza davet ettik. Bu nedenle bugünkü gündemimi de tamamen bu konulara ayırmak istedik.
Bildiğiniz gibi bu kongrede tarihi fırsat niteliğindeki projeler için yönetim kurulumumuz adına sizlerden yetki isteyeceğiz. Uzun süredir atıl duran, hak ettiği gelire ulaşamamış, hatta hiç gelir elde edilmeyen varlıklarımızı bu faiz sarmalından kurtulma amaçlı değerlendirebilmemiz için bu kongre çok ama çok önemli. Bugün bu amaçla size bahsedeceğim en önemli projelerden biri, Dikilitaş Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 15.000 m² arazimiz üzerindeki gayrimenkul projesidir.
Öncelikle herkesin şunu bilmesini isterim ki; 40 yıldır orada duran arazimizin, mevcut imar durumuyla Beşiktaş’a maddi olarak en ufak bir faydası yoktur. Yeni bir imar düzenlemesi olmadığı takdirde bu arazi hiçbir zaman değer kazanamayacak, atıl durumda kalacaktır. Dolayısıyla Beşiktaşımız, elinde bulunan müthiş potansiyelden bugünkü haliyle maddi olarak faydalanamamıştır ve eğer bu fırsatı kaçırırsak hiçbir zaman da faydalanamayacaktır.
Planımızı en başından anlatmak gerekirse, bizim Dikilitaş’ta 15 dönümlük tapulu arazimiz var. Biz bu araziye, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kulübümüze tahsis ettiği yaklaşık 5 dönümlük arazimizi satın alarak ekliyoruz. Bu 5 dönümlük arazi de eklenince proje çok daha efektif hale geliyor. Bu tahsisli arazilerin kulübümüze satılması için daha evvelden Gençlik ve Spor Bakanlığı’na müracaatlarımızı yapmıştık. Şimdi bu tahsisi tapuya çeviriyoruz ve bu şekilde projeye dahil ediyoruz. Bu şekilde 20 dönüme ulaşacak arazimizin de imarını alıp, Beşiktaşımız için finansal bağımsızlık projesi haline gelecek şekilde yeniden düzenliyoruz. Kullanılmayan bir araziyi, Beşiktaş tarihinin en yüksek gelirini getirecek bir anlaşmayla Beşiktaş ekonomisine dahil ediyoruz.
Bu projenin bu noktaya gelmesinde önemli katkısı olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile tüm devlet büyüklerimize ve yetkililere de camiam adına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ayrıca biz bu anlaşmayı Ahmet’le, Mehmet’le yani şahıslarla yapmıyoruz. Bu nedenle belirtmek isterim ki bu projeyi daha önce gerçekleştirilen Fulya projesi ile doğru şekilde karşılaştırmak gerekiyor. Orada yaşananlar ve halen devam eden sorunlar bu projede olmayacak. Ayrıca o projede olduğu gibi gelirler daha ilk günden kırdırılıp günlük ihtiyaçlara harcanmayacak.
Direkt olarak faizli borçlarımız ödenecek. Bu nedenle bu anlaşmanın paydaşları da Ziraat Bankası ve Emlak Konut gibi önemli devlet kurumlarıdır. Bu yüzden projenin her alanında denetim ve şeffaflık hep ön planda olacak. Bu tip arazilerde rezerv hakkı kullanılması yetkisi sadece Emlak Konut’ta bulunuyor. Dediğim gibi, biz bu projeyi devletimizle yapıyoruz. Resmi, güvenilir, şeffaf bir proje süreci yürütmek ve bu süreçte devletimizin desteğiyle ilerleyerek daha hızlı, daha güvenli aksiyon almak için Emlak Konut ile çalışıyoruz.
Ziraat Bankası’nı da kulübümüze büyük fayda getirecek nedenlerden dolayı bu projenin içerisine dahil etmeye çalışıyoruz. Ayrıca Ziraat Bankası’nın bu projeye ortak olacağı pay oranında bir tutar, bankaya olan borcumuzdan düşülecek.
Şu anda kulübümüzün faize tabi 125 milyon Euro civarında borcu bulunuyor. Yani bu proje hem kasamıza gelir olarak dönecek, hem de borçlarımızı azaltacak. Kalan borcumuz da 3-4 seneye bölünüp vadelendirilecek ve dövize çevrilecek. Borcumuzu dövize çevirdiğimizde, faiz oranlarında da önemli bir düşüş olacak. Proje kapsamında yapılacak satışlar da döviz cinsinden değerlendirilecek, böylece kur riskimiz de olmayacak. Bu, bize çok önemli bir rahatlama sağlayacak.
Dikilitaş projesinden beklediğimiz ciro, yaklaşık 400 milyon Euro’dur. İnşaat maliyetleri çıktıktan ve Emlak Konut proje yönetim maliyeti ödendikten sonra buradan kulübümüze kalacak net gelir 150-200 milyon Euro arasında olacaktır. Bu rakam, projenin tamamının satılması halinde elde edilecek gelirdir. Ancak dediğimiz gibi biz kulübümüzün faiz giderli borçlarına karşılık gelen kısmı satıp, kalan tapuları da kasamıza koyacağız.
Kongremizden proje onayını aldığımız takdirde de projeyi 3 sene içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. Projenin finansmanı Emlak Konut tarafından karşılanacak, satışları da Emlak Konut yapacak. Ziraat’ın ya da yine bir diğer devlet bankasının satışlar konusunda bize çok faydası olacağını öngörüyoruz. Camiamıza bir kez daha hatırlatma gereği duyuyorum, biz devlet garantili bir iş yapıyoruz. Ve bir kez daha tekrar ediyorum, bu kadar kıymetli bir lokasyonda bu imar hakkının alınıyor olması Beşiktaş tarihinin en önemli kazanımlarından biridir. Şu anda imar durumundan dolayı hak ettiği değerin çok çok uzağında olan bir arazi, bu projeyle birlikte çok kıymetli bir hale dönüşmüş olacaktır. Bu projenin hayata geçirilip tamamlanması camiamız için büyük bir atılımdır.
Bugünkü durumumuza baktığımızda bizim de dile getirdiğimiz, camiamızın her kesiminden de sıklıkla duymakta olduğumuz bir gerçeklik söz konusu. Beşiktaşımızla ezeli rakipler arasındaki sportif ve ekonomik bir makastan bahsediliyor. Bu farktan söz edilirken de ilk olarak ezeli rakiplerimizle aramızda büyük bir kadro kalitesi farkı olduğu söyleniyor. Hep birlikte bir düşünmemizi istiyorum, ezeli rakiplerimiz bu kadro seviyelerine ulaşırken biz neden, nasıl geride kaldık? Bu farka sebep olan yalnızca hatalı transferler, yanlış oyuncu seçimleri değil. Onlar da transfer hataları yaptı, yapmaya da devam ediyorlar. Ancak rakiplerimiz gayrimenkul projelerinden gelir elde etmeye bizden çok zaman önce başladılar. Onlar bu alanda aksiyon alırken biz bugüne kadar sadece izlemekle yetindik. Maalesef ki birbirimizi yemekten başka hiçbir şey yapmadık.
Rakiplerimiz elde ettikleri bu gelirlerle her sezon transfere ciddi bir bütçe ayırabiliyorlar. Biz ise her sene 2-3 kaliteli oyuncu getirebileceğimiz devasa bir maliyeti, faiz gideri olarak ödemek zorunda kalıyoruz. Yoksa şu an bizde görev yapan transfer ekipleri inanın hiçbirisinde yok. Emin olun ki projelerimizle bu ekonomik farkı kapatırsak, biz onların yaptıklarından çok daha iyilerini yaparız. En iyi oyuncuları getirir ve çok daha iyi takımlar kurarız. İşte bu nedenle rakipler yaparken onları takdir edip, biz gayrimenkul projesi için gelince ‘Yaptırmam’ demek Beşiktaş’a kötülüktür. Yani hem bu tarihi projelere karşı çık, sermaye artırımlarına katılma, her icraatı kötüle hem de aradaki fark niye açılıyor diye şikayet edip dur.
Maalesef ki çalışmadan, çabalamadan, oturduğumuz yerden hayaller kurarak hiçbir şey kendiliğinden olmuyor ya da katkı vermeye çalışmak yerine sadece eleştirmek Beşiktaş’a bir fayda sağlamıyor. Beşiktaş yönetim makamı olarak biz, bu zihniyete asla prim vermeyeceğiz ve bildiğimiz yolda amacımıza doğru her gün adım adım ilerleyeceğiz. Sizlerden ricam bu kişilere kulak asmayın, bize destek verin ve biz de durmadan dinlenmeden icraatlarımızı yapmaya devam edelim. Bu projeleri hayata geçirmek için bütün prosedürleri tamamlayıp, Beşiktaş için bütün plan projeksiyonu hazırlayıp devlet kurumlarıyla ön anlaşma yaptıktan sonra projeleri karalamak, ‘bu projeyi yaptırtmayız’ diyerek Beşiktaş’a bir kötülük ediliyormuş gibi göstermek akıl tutulmasıdır, akla ve vicdana aykırıdır. Bir kez daha belirtmek isterim ki 22 Haziran tarihli genel kurulumuz bir yetki kongresidir. Genel kurul bize bu yetkileri verirse projelerimizi başlatır, hep birlikte geleceğin bağımsız ve güçlü Beşiktaş’ını inşa ederiz. Bu projeleri yapmayın derlerse de anlattığım bu faiz yüküne, bu mali tablolara, bu gidişata katlanarak yolumuza devam ederiz.
Ancak Beşiktaş’ı bu darboğazdan çıkarmadan, faiz ve borç yükünden kurtarmadan, sportif başarıya ulaştırmadan, başkalarının yaptığı gibi yarı yolda bırakıp gitme düşüncemiz de yok. ‘Beşiktaş, küçük olsun benim olsun’ siyasetini uygulamak isteyenlerin eline kalmayacak. Kimse Beşiktaş’ın borçlarını gerekçe göstererek yabancı sermayeye satılmasını kurtuluş projesi gibi anlatamayacak. Henüz açık açık söylemiyorlar ama alttan alta bunun için uğraşıyorlar. Herkes bilsin ki burası Beşiktaş ve Beşiktaş kendi arsasının üzerine kendi projesini yapacak. Krediye, şahsi kefalete, borçlanmaya ihtiyaç duymadan finansman yaratıp borcunu kendi imkanlarıyla kapatacak.
Dikilitaş Gayrimenkul Projesi dışında, 22 Haziran tarihli genel kurul gündemimizde bulunan diğer maddeler hususunda da sizleri en doğru şekilde bilgilendirmek isterim. Bizim genel kurulumuzdan istediğimiz diğer bir yetki, özetle Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş.'deki halka açıklık oranımızın % 51in altına düşmemek kaydıyla değiştirilmesidir. Bildiğiniz üzere sermaye artırımı sürecimizin sonunda 1,4 milyar TL gelir elde ettik ve bu geliri Bankalar Konsorsiyumu’na olan borcumuz için kullandık. Bu rakam, Beşiktaş tarihinin bugüne dek gerçekleştirdiği en büyük borç ödemesi olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Sermaye artırımı sayesinde ayrıca; bu sürece başlamadan önce kulübümüz yüzde 51 hisseye sahipken, sermaye artırımı sonucunda elimizde bulunan hisselerin oranı yüzde 70’e çıkmıştır. Üstüne basa basa tekrar etmek isterim ki kulübümüzün kasasından bir kuruş çıkmadan, üstelik 35 milyon Euro’luk bir borç azaltımı yaparak Beşiktaşımıza önemli miktarda hisse kazandırılmıştır.
Sermaye artırımı sonucunda, kulübümüzün himayesindeki 50 milyon Euro’luk hisse değeri şu an için 150 milyon Euro bandına yükselmiştir. Bununla birlikte sermaye artırımından elde edilen gelirle birlikte, öz kaynak yapımız düzelmiş ve UEFA kriterleri ile TFF limitleri gibi konularda elimiz rahatlamıştır. Şimdi süreç sonunda kazanılan yüzde 19’luk hisse oranıyla ilgili kongremizden bir yetki talep ediyoruz. Fakat bu demek değildir ki, bu yetkiyi aldığımızın ertesi günü gidip hisselerimizi hemen satmaya çalışacağız. Tekrar ediyorum, kulübümüzün himayesindeki hisselerimizin oranı bundan sadece 1 ay önce zaten yüzde 51’di. Geçtiğimiz ay yapılan sermaye artışında bu yüzde 19 ekstradan himayemize katıldı. 2007 tarihinde yüzde 85 olan payımız, farklı yönetimlerin bugüne kadar yaptıkları satışlarla yüzde 51’e kadar indirilmişti. Yani bugüne kadar tam tamına yüzde 34’lük bir pay satışı olmuş. Hangi yıl ne kadar satış yapılmış ekranda detay detay görebilirsiniz. Bu pay oranı inerken de aksine borçlarımız hep rekor seviyelerde artış göstermiş. İşte sermaye artırımımız sayesinde bu hisseler büyük oranda kulübümüze kazandırıldı. Halka arz sonrasında satılan hisse oranımızın yarısından çoğu geri alındı. Tekrar ediyorum, bunu yaparken de cebimizden tek bir kuruş çıkmadığı gibi 35 milyon Euro da borç kapatıldı. Ayrıca zaten bu yetkiyi alsak da yüzde 51'in altına düşemiyoruz ki. Hatta şu anda yüzde 70'in altına düşmeyi de hiç düşünmüyoruz. O zaman belki soracaksınız ‘Başkan niye bu yetkiyi bizden istiyorsun’ diye. Aslında tüzüğümüz gereği bu satış yetkisi şu anda zaten yönetim kurulumuzun elinde bulunuyor. Yüzde 51’in altına düşmemek kaydıyla her yönetim bunu sadece kendi inisiyatifiyle yapma hakkına zaten sahip. Yani normal şartlarda bizim de böyle bir yetkiyi yeniden gündeme getirmeye ihtiyacımız dahi yok. Bu yüzden her zaman söylediğim konuyu bir kez daha sizlere hatırlatmak isterim. Bizim yönetim kurulu olarak en önem verdiğimiz hususlardan biri şeffaflık. Geçmişten gelen güven ve itibar kayıplarını telafi etmek için bu şekilde hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle de attığımız her adımı sizlerin desteğini alarak ve sizlerle birlikte atma yolunu seçiyoruz.
Sayın Divan Kurulu üyeleri, unutulmamalı ki bu hisselerin doğru zamanda doğru şekilde kullanılabilmesi yetkisi yatırımcımızı korumak açısından da çok büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle bu yetkinin yönetim kurulumuzun elinin altında olması lazım. Bunun tüm camiam tarafından bu şekilde bilinmesini isterim.
Genel kurulumuzda görüşülecek bir diğer konu da BJK Plaza'daki taşınmazımızın 10 yıl ve üzeri süre ile kiraya verilmesidir. Takip ettiğiniz üzere Akaretler'deki bu binamız yaklaşık 2,5 yıldır bomboş duruyor. Bu nedenle son kira geliri de 2,5 yıl önce elde edilmiş. Maalesef bu değerimizi öylece kendi haline bırakmışlar. Hiç kimse de dönüp buraya bir el atmamış, burayı umursamamış. Böyle bir lokasyonda böyle bir binanın bomboş durması kulübümüz için çok ama çok büyük bir kayıp. Buna gönülleri nasıl razı gelmiş anlamak mümkün değil. Ayrıca yıllarca kulüp binamız ve divan kurulu binamız olarak da kullanılan bir yerin bu şekilde durması hepimiz için üzüntü verici. Sizler orasını en güzel ve hareketli günleriyle hatırlayacak olan insanlarsınız. Geçtiğimiz divan toplantımızda söylediğimiz üzere biz bu binamız için deprem güçlendirme çalışmalarına hızlıca başlamıştık. Şimdi bu güçlendirme ruhsatını aldık ve ilgili ihaleyi de tamamladık. Kısa bir zamanda çalışmalar tamamlanmış olacak ki, burayı hızlıca değerlendirelim. Bu değerlendirmeyi yaparken de doğal olarak olabilecek en yüksek getiriyi elde etmek istiyoruz. Bu da binayı tekrar kullanılabilir hale getirmekle birlikte, işin ticari koşullarını da zamanın şartlarına uygun olarak en doğru şekilde kurgulamaktan geçiyor. Binamızla şu anda uluslararası bir otel zinciri ilgileniyor. Fakat yapacakları yatırımı ve tadilat çalışmalarını 10 senelik kiralama karşılığında yapmak istemiyorlar. Yapacakları yatırımın kendi ticari fizibilitelerine göre garanti altına alınabilmesi için 20 ya da 25 yıllık bir kira anlaşması yapmak istiyorlar. Aksi halde farklı bir alternatife yönelecekler. Özellikle de belirtmek isterim ki; otellerle yapılan kira anlaşmalarının, binaları kurumsal şirketlere kiraya vermekten ya da parça parça yapılan kira anlaşmalarından çok daha iyi gelir potansiyeli bulunuyor. Yani sözün Türkçesi burayı bu otel zincirine kiraya verirsek, en iyi kiralama koşullarına ulaşıyoruz. Bilenler bilir, burasının yıllık en fazla 2,5 milyon euro kira rayici varsa, bu şekilde değerlendirdiğimizde 3,5 milyon avroya yakın bir gelir elde etme fırsatımız oluyor. Eğer şu an önümüzde böyle bir imkan varsa, ben neden bu şekilde değerlendirmeyelim diye sizlere sormak istiyorum. Tekrar ediyorum, orası tam 2,5 senedir boş duruyor. 2,5 sene dediğiniz süre yapmayı planladığımız yeni anlaşmaya göre neredeyse 9-10 milyon euro demek. İşte bizim istediğimiz yetki bu.
Yeri gelmişken burada ‘şerh’ konusuna bir değinmek isterim. Kiralamak isteyen şirket, kira süresi boyunca bizim bu binayı satmamızı istemiyor. Bu yüzden de tapuya bu amaçla şerh koydurmak istiyor. ‘Yani 25 yıl boyunca burayı satmayın’ diyor. Bizim de zaten böyle niyetimiz var mı? O da asla ve asla yok. Bu nedenle ortada camiamızın tedirgin olacağı bir durum da yok. Prosedür gereği bir mevzu bu. Bildiğiniz üzere benim de otellerim var ve ben de bir otel zinciri ile anlaşırken aynı taleple karşılaştım ve aynı şerhi verdim. İşin doğal akışı bu şekilde işliyor. Samimiyetle söylüyorum ki, genel kurulumuz bu izni verirse verir, vermezse de bugüne kadar süregelen standartla devam ederiz. Bu durumda da olan Beşiktaşımızın kazanacağı paraya olur ve daha azıyla yetinmek durumunda kalırız. Bizim tek amacımız en yüksek şartları sağlayabilmek. Burada da işte böyle bir fırsat var.
Gelelim yıllardır kangren haline dönüşmüş bir diğer konuya. Ben 15 sene önce ilk yönetici olduğumda da bu konu gündemdeydi, şimdi de hala önümüzde duruyor. Evet, Fulya'daki akaryakıt istasyonundan bahsediyorum. Burada bahsedilen yetki konusu, kira kontratının 2026 yılbaşından itibaren olmak üzere 15 yıl için uzatılması durumu. Açıkçası mevcut kiracı bizden önceki yönetimle konuşmuş ve aylık kira bedelinde anlaşmış. Bu yetki, önceki yönetim süresi içerisinde yapılmak üzere genel kurulumuz tarafından onaylanmış. Sonrasında malum seçim ortamı olunca imzalar atılamamış. Şimdi bizim istediğimiz, bu kira anlaşmasını uzatma yetkisine kendi dönemimiz için de sahip olabilmek. Tamamen genel kurulumuzun daha önce onayladığı aynı yetkiyi istiyoruz yani. Ama bu yetkiyi de ilave bir değer artışı daha yaratarak ve anlaşılan geliri yükselterek talep ediyoruz. Bu taşınmazımızın kira rayiç değer araştırmasını da yaptık ve tüm görüşmeleri buna göre yürüttük. Yeri gelmişken basın toplantısında telaffuz ettiğim rakamları bir düzeltmek isterim. Önceki yönetim de önemli bir adım atmış ve bu taşınmazımız için firmayla aylık 1.100.000 TL karşılığında anlaşmış. Biz de geldiğimiz gün yapılmış olan bu prensip anlaşmasını aylık 1.200.000 TL'ye çıkarttık. Her yıl enflasyona göre bu rakam artacak. Ayrıca her 5 yılın sonunda SPK lisanslı bir gayrimenkul değerleme firmasından alınacak rapor doğrultusunda bu kira bedeli güncellenecek. Yani uzun süreli bir kira anlaşması da olsa kulübümüzün hiçbir kaybı olmayacak. Biz bu anlaşmaları yapmadan önce aylık kira bedeli sadece 145.000 TL idi. Yani 1 senelik fark 12.600.000 TL. Ayrıca firma ile futbol altyapımız için de 3 milyon TL tutarında sponsorluk mutabakatına vardık.
Yine daha önceki divan kurulumuzda belirttiğimiz üzere bu firmanın kulübümüze ‘işletme zararı’ adı altında açtığı yaklaşık 10 milyon dolar tutarında bir dava vardı. Bu davadaki bilirkişi raporları da tamamen aleyhimizde hazırlanmıştı. Hukuk kurulumuza göre büyük ihtimalle biz bu davayı kaybedecek ve bu tutarı ödemek durumunda kalacaktık. Biz bu davanın sona erdirilmesi için de firma ile anlaştık. Yani Beşiktaşımızı böyle bir yükten daha kurtardık. İşte bu 15 yıl süreli kira anlaşmasını yapabilirsek bu kazanımları tek seferde elde edeceğiz. Beşiktaş’ın bu tarz yükleri umursamama gibi bir lüksü yok. Bununla birlikte bu maddedeki şerh konusuna da bir cümle açıklama getirmek istiyorum. Bu şerh sadece kiralama dönemi içerisinde kiracı tanımının her durumda geçerli olabilmesi için belirtilmiştir ve firmanın olası bir akaryakıt markası değişikliğine gitmesi halinde sektörce istenen zaruri bir durumdur. Kaldı ki zaten anlaşmanın ilk gününden bugüne kadar da aynı şerh maddesi firma sözleşmesinde yer almaktadır. Yani biz kongremizden yeni bir yetki de istemiyoruz. Bu konuyla ilgili durumun detaylarını da bu şekilde bilmenizi isterim.
Fazla vaktinizi almadan sizlere Aşçıoğlu ile ilgili durumu da özetlemek isterim. Önceki yönetim kurulu kendisi ile oturmuş ve konuyu bir noktaya kadar getirmiş. Aşçıoğlu ile oturulmuş, konuşulmuş, anlaşılmış.. Ama biliyorsunuz davalar, karşı davalar ve itirazlar ile maalesef ki bu mahkeme süreçleri halen sürüyor. Aşçıoğlu’nun kulübümüzle olan kontratı da 2034 yılına kadar devam ediyor. Ayrıca kiracı hakları gereği de 10 yıllık otomatik uzama süresi var. Geçtiğimiz divan toplantısında da sizlere sormuştum; hatta imkanı varsa çözüm için firma ile görüşelim mi yoksa mahkeme süreçlerini bekleyelim mi diye bir oylama yapalım istemiştim. Ama kısmet olmadı. Açıkçası mahkeme süreçlerini bekleyeceğimize biz anlaşalım ve bu defter de kapansın istiyoruz. Bu sorunları çözebilirsek orada bizi bekleyen tam 19 plaza katımız ve 12.500 m2 kiralanabilir alanımız var. Yani anlayacağınız bölgenin bugünkü rayiç değerlerine göre bu işi çözemediğimiz her ay 7-8 milyon TL kira gelirinden oluyoruz. Aşçıoğlu’nun sahip olduğu bütün alt kiralama hakları da kulübümüze devrolacak. Tüm sözleşme haklarından vazgeçmesi kaydıyla da 5 yıl süresince şu anda kullanmakta olduğu ofisini kullanmaya devam edecek. Ayrıca bu anlaşmayı tamamlarsak Aşçıoğlu’nun bize olan ve ödenmek için mahkeme kararlarına bağlı olarak daha ne kadar bekleyeceğimizi dahi bilemediğimiz 40.000.000 TL borcunu da vadeli şekilde tahsil edeceğiz. Kendi kişisel kefaletini de bu borca koyacak. Yani ödememe şansı olmayacak. Konuyla ilgili tüm detaylar bu şekilde. Açıkçası ‘Git başkan anlaş, malımızı yarın al’ derseniz; biz de hemen imzalar malımızı geri alırız. ‘Yok mahkeme sonuçlanana kadar bekle’ derseniz, biz de bekleriz. Mahkemeler ne zaman biter, onu da şimdiden söylemenin imkanı yok. Sizlerin takdirlerine bırakıyorum.
Biz tüm bu projelerle kendi ayakları üzerinde duran, kişilere, bankalara ve devlete ihtiyacı olmayan bağımsız bir Beşiktaş için uğraşıyoruz. Gelecek nesillerimize böyle bir Beşiktaş bırakmak için çalışıyoruz. Genel kurulumuzdan Beşiktaşımızın menfaati için istediğimiz bu yetkiler sonrası engellemeye çalışanları üzülerek görüyoruz. Ben Beşiktaşlıların endişelerini anlıyorum, geçmişte yaşananlardan sonra bu endişelere hak da veriyorum. Bu camia son yıllarda farklı farklı başkan travmaları yaşadı. Tribünlerde söylenen ve sporla alakası olmayan sözleri şarkılar eşliğinde hepimiz üzülerek dinledik. Halen o günlerin bedellerini ödüyor, sonuçlarını atlatmaya çalışıyoruz. Bu güven ve itibar kaybını gördüğümüz için, kaybettiklerimizi geri getirmek için bu göreve talip olduk. Bizim Beşiktaş’la, Beşiktaşlılarla aramızda en ufak bir güven problemi yoktur. Bize duyulan güveni 4,5 ay içerisinde iki kez gördük, yaşadık. Bize Beşiktaş’ı böylesi bir güven duygusuyla emanet eden camiamızın içi rahat olsun. Biz yetkiyi almamız halinde buradan elde edeceğimiz geliri ve Beşiktaş’ın bütün kaynaklarını Beşiktaş için en doğru şekilde kullanacağız. Beşiktaş camiası bir daha ne geçen seneki gibi bir süreç yaşayacak, ne de benzer bir travmaya maruz kalacaktır. Bizim bu makamda bulunmamızın başlıca nedeni, bu güveni ve istikrarı sağlamaktır. Yaptığımız projeler borçlarımızı öderken Beşiktaşımızın rutin ödeme ve ihtiyaçlarını bizler yine kendi kaynaklarımızla karşılamaya devam edeceğiz. Bunları yaparken aynı zamanda gelecek yılların iddialı takım kadrolarını da oluşturacağız.
Beşiktaş bizden sonra şahısların servetlerine muhtaç olmasın, ekonomisini kendi çevirebilsin, yönetme kabiliyeti olan herkes için de fırsatlar doğsun diye borçsuz bir Beşiktaş hayali kuruyoruz. Camiamızın, taraftarımızın destekleriyle hayalimizdeki Beşiktaş’a kavuşacağımıza da yürekten inanıyorum.
Bir şeyi daha söylemeden geçemeyeceğim. Kimse merak etmesin, benim buraya kazık çakmak gibi bir derdim yok. Ancak Beşiktaş’ı sağlıklı bir organizasyona, bağımsız bir mali yapıya, sportif başarıya ulaştırmadan bir yere gitmek gibi bir niyetim de yok.
Görüldüğü üzere, 22 Haziran tarihli genel kurulumuzda Beşiktaş’ın geleceği adına son derece önemli kararlar alacağız. Geleceğimiz için önemli bir gün yaşayacağız. O gün alınacak kararlar hem ekonomik geleceğimiz hem de sportif hamlelerimiz için oldukça yol gösterici ve hedef belirleyici olacak. Biz de yönetim kurulu olarak bu sezondan itibaren transfer politikamıza da buna göre devam edeceğiz. Camiamız ‘Bu projeleri yapma, aynı düzeni devam ettir’ derse, Beşiktaşımızın menfaatleri doğrultusunda sabır göstereceğimiz bir strateji izleyeceğiz. Ya da bu kararlarla geleceğimiz için umut verici ekonomik adımları atarsak, elimiz çok rahatlayacak ve ona göre bir yol haritamız olacak. Aynı performansı süratle ve özellikle futbol takımımız için de zaman kaybetmeden göstereceğiz. Bu gelir projeksiyonunu hesaplarımıza katarak transferlerimizi ona göre yapacağız. Bu sezondan itibaren de şampiyonluk yarışının içine iddialı bir şekilde dahil olacağız.
Sezon bitti, şimdi herkes bana soruyor ‘Yıldız transferi yapacak mısın?’ diye. Nasıl yapacağız bu transferleri? İşte böyle projelerle yapacağız. Sizler rakiplerimizin ödediği futbolcu maaşlarının ve bonservislerin sadece sportif gelirlerle karşılandığını mı düşünüyorsunuz? Onlar bu projelerden hem de 3’er 4’er tane yaptılar. Allah kısmet ederse biz de yapacağız.
Biz herkesin her Beşiktaşlının görüşüne derin bir saygı duyuyoruz. Konuşmamda bahsettiğim gibi, bazı maddelerdeki hakların yönetim kurulumuzca kullanılması için bu oylamaya ihtiyaç dahi bulunmuyor. Tüzüğümüz gereği zaten yönetim kurulumuzda bu yetkiler var. Ama hem Beşiktaşımız için en iyisini yapabilmek, hem de bunu camiamıza şeffaf şekilde anlatarak yapabilmek için bu kongreyi istedik. Bu kararları hep birlikte alalım, hep birlikte bu tarihi adımları atalım istedik. Biz asla dediğim dedik bir anlayışa sahip değiliz. Biz büyük bir camiayız ve bu kararları hep beraber almamız lazım.
Bu nedenle şimdi sözlerime son verirken Divan Kurulumuz tarafından saptanan ve bu süreçte bize çok yardımcı olan Divan Komisyonu’na çok teşekkür etmek istiyorum. Bize önemli katkı sağladılar, düzeltmeleri yaptılar, eksiklerimizi söylediler. Metinler üzerinde kelime kelime istişareler yaptık. Özellikle son 3 gündür kesintisiz şekilde bizimle birlikte çalıştılar. Bizim kadar yoğun mesai harcadılar ve her konu üzerinde uzmanlıklarını ve değerli görüşlerini yönetimimizle paylaştılar. Yetki oylamasında görüşülecek her maddeyi ince eleyip sık dokuyarak en doğru şekle getirilmesine önemli katkı sağladılar.
Kendilerine huzurlarınızda bu anlayışları ve çabaları için kendileri tek tek çok teşekkür ediyorum. Dediğim gibi hepimizin ortak derdi ve sevinci Beşiktaş. Bundan sonra projelerin her aşamasında bu komisyonla iş birliği içinde ilerleyeceğiz.
Ben bu vesileyle bir kez daha Divan Kurulu toplantımıza katılarak ve yayınımızı takip ederek Beşiktaş’a sahip çıkan Divan Kurulu üyelerimize, Genel Kurul üyelerimize, taraftarımıza ve tüm camiamıza Beşiktaş’a sahip çıktıkları için teşekkür ediyor, Beşiktaş için güzel günlerin başlangıcında olduğumuzu büyük bir inançla ifade etmek istiyorum. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Aslolan Beşiktaş’tır!”
Başkanımız Serdal Adalı, raporların görüşülmesinin ardından yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Sermaye artırımından gelen 32 milyon avroyla Bankalar Konsorsiyumu’na olan borcumuzun bir kısmını ödedik. Tarihimizin en büyük borç ödemesini gerçekleştirdik. Hisse oranımız cebimizden para çıkmadan yüzde 51’den 71’e yükseldi. Bu farkın değeri 150 milyon avro. UEFA kriterleri ve TFF harcama limitlerinde rahatladık. Derneğin adına 5 milyar lira köprü kredi kullanıldı, sonra götürdük ödedik. Kendimizi iyi anlatamıyoruz. Sermaye artırımının neresi başarısız?
Şan Ökten Tesisleri tarafımıza tahsisli. Şu anda tapulu arazimiz değil. Atıl vaziyette duruyor. Alınması planlanan iki parselin biri burası. Parasını verip satın alacağız. Mali durumumuz istediğimiz noktaya gelene kadar inşaat şirketi gibi çalışacağız. Borçların sportif gelirle ödenme imkanı yok. Rakiplerimiz gayrimenkul projeleriyle bu işleri götürüyor. Rakiplerle açılan makas sadece ekonomik.
Aşçıoğlu’ndaki gayrimenkullerimizi alacağız. Bu konu kangren haline geldi. Üç sene kira almadan dava sonucu mu bekleyelim?
Benzin istasyon adam elindeki belgeyle isterse kırk sene oturur. Hiçbir şey yapamayız. Adamın elinde satış dışında her türlü yetki var.
BJK KABATAŞ VAKFI Okulları’nda cebimizden çıkan ya da cebimize giren bir şey yok. Voleybolun altyapsıyla ilgili bir iş birliği yürüteceğiz. Koskoca Beşiktaş, vakfın okul işinden para beklentisine girmez. Okulun ikinci üçüncü şubesini açmak için yer bakıyoruz.
BJK Plaza’nın güçlendirme maliyetini biz karşılayacağız. Otel yapılmayacaksa mevcut haliyle kiraya vereceğiz.
Korsan ürünle mücadele ediyoruz. BJK SuperApp ile ilgili sözleşme yoktu. Sponsorluk anlaşmalarını tamamladık. BJK SuperApp’te yeni kampanyalar hazırlayıp gelir artıracağız. BJK SuperApp bizim değildi, artık bizim.
Projeleri hayata geçirmek için acele ediyoruz. Her gün beş milyon lira kaybediyoruz.
Fulya’daki altyapı birimlerimizi havalimanının orada alacağımız araziye taşıyacağız. Biz spor kulübüyüz. Çocuklarımızı hiçbir şekilde ortada bırakmayacağız. Daha modern ve sağlıklı bir tesis yapma hedefimiz var.”
HABERLER
14.06.2025
GÜNCEL HABERLER
Divan Kurulu Toplantısı Yapıldı
Diğer Haberler
- Şükrü Gülesin’i Kabri Başında Anacağız 08.07.2025 13.45.00
- Diyarbakır Çınar Kaymakamı Zikrullah Erdoğan’dan Başkanımız Serdal Adalı’ya Ziyaret 28.06.2025 18.11.00
- Erdem Göksel Son Yolculuğuna Uğurlandı 27.06.2025 19.47.00
- Merhum Erdem Göksel İçin Tüpraş Stadyumu’nda Tören Düzenlendi 27.06.2025 17.06.00
- Ayhan Topraktepe Son Yolculuğuna Uğurlandı 27.06.2025 15.02.00