HABERLER

Ömer Ozan Arifoğlu: ‘Beşiktaş, Türk Hentbolunun Lokomotifidir’

Beşiktaş Aygaz Takımımızın tecrübeli oyuncusu Ömer Ozan Arifoğlu, Beşiktaş Dergisi’nin şubat sayısına özel açıklamalarda bulundu.

“Beşiktaş Hentbol Takımı, sadece A Takım bazında değil, altyapısıyla da çok kuvvetli. Uzun yıllar başarı ve devamlılık istiyorsanız altyapıya yatırım yapmak zorundasınız. Altyapıların başında koordinatör olarak Yusuf hocamız var, yetenekli oyuncuları bulur ve gelişimlerinde büyük rol oynar. Küçük, Yıldız ve Genç Takımlarımız kendi kategorilerinde şampiyon oluyorlar. Asıl önemli olan altyapıdan A Takıma kaç oyuncunun geldiği ve ne kadar verim sağladığıdır. Bu sayılar her sene daha da artarak devam ediyor.

Beşiktaş Hentbol Takımı, 2002-2003 sezonunda yeni bir yapılanmaya giderek bu günlere kadar geldi. Bu yıllar içerisinde yönetim, teknik ekip ve sporcuların çok büyük emeği var. ‘Beşiktaş Hentbol’ artık bir marka oldu. Türkiye’de hentbolu Beşiktaş sayesinde insanlar öğrendi ve maçları izlemeye başladılar. Marka olduktan sonra sponsorluk anlaşmaları gelmeye başladı. Önce Mogaz şimdi de Aygaz. Sponsorluklar gelmeye başlayınca Şampiyonlar Ligi’nde oynamaya başladık.

Bugüne gelecek olursak ülkemizin ekonomik durumundan dolayı bütçe olarak küçülmeye gidilse de, Türkiye Ligi’nde şampiyonluğun hala en büyük adayıyız. Gelecek için bir şey söylemek daha erken. Umuyorum ki bu güzel yapı, aile ortamı inşallah bozulmaz. Aksine, üzerine katarak Şampiyonlar Ligi’ne yeniden katılarak üst sıralarda kendimize yer bulabiliriz. Yeni bir salon ile Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş Hentbol Takımı İstanbul’a ve Türkiye’ye renk katar. Herkese umut ışığı olur. İnşallah bunları biz görürüz, göremesek bile tek umudum bu yönde.

Benim çocukluğum, gençliğim ve olgunluk çağlarım hep Beşiktaş ile geçti. Hayatıma yön verdi. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğretti. Bu 17 yıllık süre içerisinde beni kimseye muhtaç etmedi. Beşiktaş sayesinde Milli Takım’ın her kategorisinde oynadım. Yıldız, Genç ve A Milli formalarını 100’e yakın terlettim. Bayrağımızı en iyi şekilde temsil etttiğimi düşünüyorum ve hala terletiyorum.

2016 yılında sevdiğim aileden ayrılmak zorunda kaldım. Aile diyorum çünkü Beşiktaş Hentbol takımı benim için sadece spor takımı değildir. İngilizce işletme mezunu olarak ekonomi ve finansa ilgimden dolayı finans sektöründe çalışmaya karar verdim fakat aynı zamanda hentbol oynamaya devam ettim. Hiçbir zaman ne hentboldan ne de Beşiktaş’tan koptum. 3 yıl aranın ardından eskisinden daha kuvvetli bir şekilde yuvama geri döndüm.

Bana inanıp güvendikleri için menajerimize ve teknik ekibe ayrıca teşekkür ederim. Şimdi ise sadece takımın başarısı için buradayım.

‘Salonlarda Ekol Beşiktaş Hentbol’ sloganı art arda alınan kupalardan sonra gelmeye başladı. Duymayan da kalmamıştır diye düşünüyorum.

Süleyman Seba Spor Salonu’ndaki maçlarımızda 10-20 kişi geliyor iken, artık bazı maçlarımızda tribünlerde yer kalmaz hale geldi.

Bugüne gelecek olursak biraz sitemliyim. Son lig maçlarımızda salonu tam olarak dolduramıyoruz. Ya bizi unuttular ya da bize küstüler.

Bu takım ‘Halkın Takımı’, taraftarın takımı. Onlar olmadan bir kişi eksiğiz.”

Röportajın tamamını ve Beşiktaş Dergisi Şubat sayısındaki diğer konuları okumak, posterleri ve mobil duvar kağıtlarını indirmek için TIKLAYIN