HABERLER

Beşiktaş JK Müzesi Futbolu Teknolojiyle Birleştiriyor

Geçen hafta Türkiye tarihine tanıklık eden Beşiktaş’ın yeni müzesini gezdim. Beşiktaş JK müzesinde, sanal gerçeklikten dokunmatik ekranlara ve ülkemizin geleceği olan çocukları spor kültürüyle eğiten stantlardan, Süleyman Seba’nın çalışma odasına kadar birçok detay yer alıyor.

NAZİK DAVET

Ziyaretimden birkaç gün önce Esra Abrak’tan “Beşiktaş JK müzesi teknolojiyle sporu birleştiriyor” temalı bir davet aldım. 4 yıl çalıştığım PR sektöründen tanıdığım sevgili Esra teknolojiye ve genel anlamda spora ne kadar meraklı olduğumu biliyor. Ben de madem haftada 20-30 km kardiyo yapıyorum, futboldan pek anlamasam da Beşiktaş’ın futbol ve spor müzesini de gezmem gerekir diye düşündüm.

ÇITAYI YÜKSEK TUTTUM

Bunun nedeni Avrupa müzeleri ve Sakıp Sabancı Müzesi’ni varsayılan ayar olarak kabul edişim; ama ziyaretimde gördüklerimden memnun kaldım. Öncelikle çok temiz bir müze ve tasarımı harika: Stantlar, vitrinler, tanıtım alanları webrooming ilkelerine göre tasarlanmış.
Ancak webrooming nedir, ergonomi gibi bir şey midir diye merak ediyorsanız sizi konuyla ilgili Amazon Go yazısına alalım. Sonuçta müzeyi bilim, teknoloji, dijital dönüşüm ve internet pazarlama dersleri veren kahve içmiş hiperaktif hamster modunda gezdiğimi tahmin edersiniz.

ÖNCE TARİH

Beşiktaş JK Müzesi Vodafone Arena’nın (her zaman gönlümde yatacak adıyla İnönü Stadı’nın) 1947’de açılan özgün taş binasında yer alıyor. İki kattan oluşan müzenin üst kadında tribünlere oynama şansını da yakalıyorsunuz.
Resmi sitesinde, Vodafone Park’ın tarihi 19 Mayıs kapısından girilen Beşiktaş JK Müzesi’nin, iki kat üzerine yayılmış 1650 metrekarelik alanla Türkiye’nin en büyük spor müzesi olduğu yazıyor. Müzenin içindeki Oktay Özaydın Kütüphanesinde spor kitapları ve yayınlarına erişilebiliyor.
Bu açıdan en hoşuma giden şey ise tematik ziyaret akışı: Örneğin, müzeye girer girmez güncel Beşiktaş kadrosunun interaktif dijital görselleri eşliğinde fotoğraf çektiriyorsunuz. Futbolcular da size göre hareket ediyor. Bütün bunları sensörlü ekranlar yapıyor.
“Beşiktaş JK Müzesi’nde 50’den fazla dijital uygulama ziyaretçilere kulübün spor dalları ile ilgili interaktif deneyimler sunuyor. Müzede kulüp tarihiyle güncel spor etkinliklerinin kısa belgeselleri, dijital sorgulama kioskları, sanal oyun ortamları ve stat mapping uygulamaları bulunuyor.”

SANAL GERÇEKLİK

Müzede sanal gerçeklik kaskı takarak roller coaster ile stadın üstünde göklere çıkıp tarihi yarımadaya 360 derece bakarak büyük bir heyecan yaşadım. Yılların bilgisayar oyuncusu olarak çığlık atmasam da (ağır başlı olduğumu söylerler) inişli çıkışlı raylarda sanal gerçekliğe aldanan beynim sayesinde içimin ürperdiğini inkar etmeyeceğim.

KISACASI BU DENEYİMİ YAŞAMALISINIZ

Süleyman Seba’nın özgün eşyalarla hazırlanan odasını seyretmeli, görme engelliler için hazırlanan Braille alfabeli açıklama levhalarına elinizi sürerek farkındalığınızı artırmalı ve ses odasında Beşiktaş taraftarının 140 desibeli aşan tezahüratına tanık olmalısınız.
Ancak, müzede en çok hoşuma giden yan tümüyle futbol konseptiyle hazırlanmamış olmasıydı. Beşiktaş JK’de Türkiye’nin spor tarihi anlatılıyor.
Atatürk’ün spor fotoğraflarından günümüze uzanan çizgide Türkiye Cumhuriyeti tarihine ve bizzat Çarşı’ya tanık oluyorsunuz. Evet, Arnavut kaldırımlı yokuş taşlarına kadar tanık oluyorsunuz ki sevgili Dinçer Karaca ile Silikon Vadisi TV çekimlerinden sonra defalarca arşınladık o kaldırımları.

ZOR BEĞENİRİM

Sebebi mesleki duyarlılık: Şirketlere dijital dönüşüm ve endüstri 4.0 danışmanlığı yaparken mağazadaki eşyaların yerleşimine, bilgi ekranlarına, sipariş verme ve müşteri memnuniyeti belirtme kiosklarında kullanılan tabletlerinin işlevselliğine çok dikkat ediyorum.
Beşiktaş JK bu bağlamda beni şaşırttı. Üst kata çıkan merdivenin yan boşluğunda göz bozan küçük bir mesafe hatasının dışında (ki İngilizce deyişiyle resmen nitpicking yapıyorum şu an ), müzede hiçbir sıkıntı görmedim.

ALÇAKGÖNÜLLÜ
Beşiktaş’ın kendi tarihiyle gurur duyduğunu söyleyebilirim; ama kesinlikle kasmıyor, kasılmıyor. Müze ziyaretçilerine, hangi takımı tutarsak tutalım, Beşiktaş tarihinin bizim tarihimiz olduğunu gösteriyor. O kadar doğal bir ortam ve bu sebeple müzeyi tasarlayan şirketlerin ismini duvardaki künyede bulup ihtiyaç halinde çalışmanızı tavsiye ediyorum.

DOKUNMAK YASAK DEĞİL

Bu müzede fotoğraf çekmek ve özellikle dokunmak yasak değil. 3 yaşından itibaren çocuklara spor ve temel bilimi öğreten stantlar var. Buna bir oyun odası da dahil ve insan türünün görmek kadar, gördüklerini dokunarak içselleştirmek istediğine de dikkat edilmiş.
Örneğin Japonların eski Tamaguçisine benzer şekilde, dijital ekranda yavru kartal yetiştirebiliyorsunuz. Kartalınız yumurtadan çıkınca size e-posta ile mail geliyor. Ayrıca ben de Querasma ile artırılmış gerçeklik destekli fotoğraf çekme olanağı buldum.
Bu yüzden müzeyi kendi eviniz gibi benimsiyorsunuz ve bu da gördüklerinizi hatırlamayı; yani eğitimi kolaylaştırıyor. Peki diyeceksiniz ki hocam sen Beşiktaşlı değilsin, ne işin var o müzede? Ben Beşiktaş JK müzesini ziyarete gittim.
Beşiktaş tarihimizin güzide takımlarından ve çağcıl Türkiye’yi temsil eden bir kurum. Bu yüzden tarihe ve müzelere meraklı herkese Beşiktaş JK’yi gezmelerini öneriyorum. Hayatı sadece takım tutar gibi değil, geniş bir bakışla yaşamak çok daha güzel. Hele Beşiktaşlılar için kaçmaz!

DİJİTAL KÜLTÜR
Hem bu süreçte müzenin müdürü Canan Hanımla tanıştım ve eğitim sisteminden kültür, ekonomi ve felsefe tarihine uzanan harika bir sohbetimiz oldu. O zaman Beşiktaş JK müzesinin neden geleneksel ve dijital kültürde öne çıktığını anladım.
Türkiye’nin birçok değerli müzesinde çağcıl dijital anlayışla çok güzel şeyler yapılıyor. Ancak bir müze kadrosunda idealizm ışığını görünce Türkiye için beklentileriniz artıyor. O zaman Türkiye’nin insanına, yurttaşların esenliğine sahip çıkan kurumlarla geleceğe taşınacağını tekrar fark ediyorsunuz.
Özetle Beşiktaş JK bende betonlaşma sebebiyle İstanbul’da bir nevi kaçamak hayatı yaşadığım son 3 yılın ardından tekrar büyükşehir müzelerini gezme hevesi uyandırdı.
Siz de yaz tatilinde Göbeklitepe’den Etnografya Müzesi’ne kadar ulaşabildiğiniz tüm müzeleri gezerek bu heyecanı yaşayabilirsiniz. Sağlam vücut, sağlam kafada bulunur ve bu bağlamda diğer takımların müzelerini de görmek için sabırsızlanıyorum.
Kaynak: Kozan Demircan blogu