HABERLER

1989-90 Sezonu Şampiyonluğumuz

1989-90 sezonunda şampiyon adaylarının sayısı dörttü; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor. İçlerinden en iyi futbolu Milne’in Beşiktaş’ı oynuyordu. Ligin ilk yarısındaki Beşiktaş-Fenerbahçe maçından birkaç gün önceydi. Sarı-lacivertli takımın Teknik Direktörü Todor Veselinoviç, ilginç bir demeç verdi: “Gönlümde beş yatıyor. Şu Beşiktaş’a beş gol atmak en büyük dileğim ve hedefim.”

Beşiktaşlı futbolcular haberi okuyunca şaşırdılar. Veselinoviç’in parmakları ile beşi gösterdiği fotoğrafa baktılar. İçlerini hırs kaplamıştı. Tarih 6 Ocak 1990’dı. Yer de Fenerbahçe Stadı. Veselinoviç’in demeci Beşiktaşlı futbolculara adeta doping etkisi yapmıştı. Siyah-Beyazlı takım Fenerbahçe maçına fırtına gibi başladı. Daha 4. dakikaydı, Wilson kafa ile perdeyi açtı. Beşiktaş tribünleri ayaktaydı, Fenerbahçeliler ise şokta. 8. dakikada Oğuz eşitliği sağlayınca, sarı-lacivertliler umutlanmışlardı. Ama bu gol de durduramadı Kartal’ı. 19. dakikada Ali bir kez daha taraftarı sevince boğdu: 2-1. Herkes ikinci yarıda Fenerbahçe’nin baskılı oynamasını bekliyordu ama boşuna... Çünkü Beşiktaş, adeta Veselinoviç’in dediğinin gerçekleşmesi(!) için çabalıyordu. 52. dakikada yine Ali sahnedeydi: 3-1. 59. dakikada bu kez Metin’in vuruşunda top ağlarla buluştu: 4-1. 71. dakikada usta golcü Feyyaz vardı bu kez: 5-1.
Maçtan sonra Beşiktaşlı futbolcular kendilerine sorulan sorulara sadece şu yanıtı verdiler: “Veselinoviç’in gönlünde beş yatıyormuş, işte buyurun beş!”

Ligin ilk yarısını lider bitiren Beşiktaş, ikinci yarıda da hep zirvedeydi. Galatasaray ve Trabzonspor yarıştan kopmuştu. Fenerbahçe inatla direniyordu.

Tarih bu kez 12 Mayıs 1990’dı. Fenerbahçeliler bu kez inanıyorlardı: “Beşiktaş’ı yeneceğiz, şampiyon olacağız.” İlk maçtaki tarihi farkı unutmamışlardı. Beşiktaş üç puan öndeydi, yenerlerse puanları eşitleyeceklerdi. Ligin de bitmesine bir hafta vardı. İnönü Stadı’nda karşı karşıya geldiler. 29. dakikaydı. Üst üste gelen Beşiktaş ataklarından sonra ani bir Fenerbahçe kontraatağında Bilal topla buluştu, ceza alanının dışından vurdu ve Fenerbahçe’yi öne geçirdi. Ama bu sevinç sadece bir dakika sürdü. Oyunun başlamasıyla Beşiktaş yüklendi, sağdan Metin ortaladı, Feyyaz tamamladı: 1-1. Beraberlik bile Beşiktaş’a yetiyordu. Ama “ille de galibiyet” diyordu Siyah-Beyazlı futbolcular. 45. dakika dolarken Rıza’nın kornerine yükselen Metin kafayı çaktı: 2-1.

İkinci yarıda sahada adeta tek kale maç oynanıyordu. Beşiktaş saldırıyor, Fenerbahçe gol yememek için çabalıyordu. 70. dakikada sahanın yıldızlarından biri olan Mehmet nefis ortaladı, Metin ceza alanı içinde kafayla topu filelere gönderdi: 3-1. Artık bitmişti işte. Üç sezon peş peşe gelen ikincilikler sona ermişti. Son haftayı beklemeye de gerek yoktu. Beşiktaş şampiyondu.

İstanbul unutulmaz günlerinden birini yaşadı o gün. Kutlamalar sabaha kadar sürdü. Öyle bir sezondu ki bu; Lig Şampiyonluğu, Kupa Şampiyonluğu... Hepsi de Beşiktaş’ındı. Ayrıca Feyyaz Uçar da 28 golle gol kralı olmuştu. Türkiye Birinci Ligi’nin bir maçta en fazla gol atan takımı da olmuştu Beşiktaş. Ali Sami Yen Stadı’nda Adana Demirspor’u muhteşem üçlüsünün golleriyle yenmiş, tarihe geçmişti: 10-0. Bu maçta Ali (4), Metin ve Feyyaz ise 3’er gol atmışlardı.

Siyah-Beyazlı takımın formasını şu oyuncular giymişti:
Engin, Ali, Feyyaz, Gökhan, Rıza, Kadir, Ulvi, Recep, Şenol, Mehmet, Metin, Walsh, Wilson, Halim, Zeki, İsmail, Turan, Saffet, Mc Donald.

Kartal’ı şampiyonluğa götüren sonuçlar ise şunlardı:
Bolu: 3-0, 5-1. Bursa: 1-0, 1-1. Trabzon: 1-2, 1-0. Sarıyer: 0-2, 0-1. Galatasaray: 0-0, 1-0. Adana Demirspor: 10-0, 1-1. Karşıyaka: 4-1, 4-0. Ankaragücü: 1-0, 0-1. Samsun: 3-1, 1-0. Adanaspor: 1-1, 3-0. Gençlerbirliği: 1-1, 2-0. Konya: 2-1, 0-0. Zeytinburnu: 2-0, 3-0. Sakarya: 7-0, 3-0. Fenerbahçe: 5-1, 3-1. Malatya: 3-1, 1-2. Altay: 1-0, 3-1.