HABERLER

05.10.2007

Ricardinho


Cola Turka ile Futbolcu Günlüğü’nde bu hafta sırayı bir diğer Brezilyalımız alıyor; Ricardo Luis Rodrigues, nam-ı diğer “Ricardinho”… Sambacı yıldızımız, özel hayatında merak edilenleri, Türkiye’yi nasıl bulduğunu, transferi öncesinde hakkında çıkan haberleri ve Takımımız’ın durumuna ilişkin görüşlerini, bütün samimiyeti ile Cola Turka ile Futbolcu Günlüğü’ne anlattı…
Beşiktaşımız’ın sezon başında kadrosuna kattığı ve taraflı tarafsız herkesin gelmesini heyecanla beklediği, havaalanına ayak bastığı anda binlerce taraftarımızın tezahüratlarla karşıladığı Brezilya Milli Takımı’nın başarılı ismi Ricardinho ile özel hayatı ve futbolun kıyısında yaptığımız röportajda Brezilyalı yıldızımızın sıcakkanlılığı ön planda olurken, sorularımıza verdiği içten cevaplar da işimizi bir nebze kolaylaştırdı. “Ülkemize alıştı mı?” diye sormak üzereyken “Türkiye’de uyum problemi yaşayan futbolcuları anlamıyorum” diyerek, biz sormadan ilk cevabını veren futbolcumuz, “Türkiye çok güzel bir ülke. Özellikle İstanbul inanılmaz bir şehir. Canınızın sıkılması neredeyse imkansız. Kendi adıma konuşuyorum; Türkiye’ye ve Türk insanına çok kısa sürede alıştım. Herkes yardımsever ve herkes bana çok iyi davranıyor” dedi. İdman sonrası ne yaptığını, boş vakitlerini nasıl değerlendirdiğini merak ettiğimiz Ricardinho, şu sözlerle merakımızı giderdi:
“İdman sonraları genellikle ailemle vakit geçiriyorum. Fakat bu aralar hava biraz soğuk pek fazla dışarı çıkamıyoruz. Benim en büyük eğlencem ailemle vakit geçirmek. Çocuklarımla her türlü oyunu oynuyoruz ama genellikle futbol ilk sırayı alıyor. Dışarı çıktığımızda ise alış veriş merkezlerine gidiyorum. İstanbul’da gezilecek o kadar çok yer varki en çok hangisi hoşuna gidiyor diye soracaksanız bu biraz haksızlık olur. Akşam yemeklerini bazen dışarıda yiyoruz. Restauranlarınız ve yemekleriniz çok güzel. Semt olarak da genellikle Etiler ve civarını tercih ediyoruz. Çocuklarımdan birisi henüz çok küçük olduğu için dışarı biraz az çıkmayı tercih ediyoruz.”
Şu ana kadar Brezilya’da Avrupa’da ve Türkiye’de bulunan tecrübeli yıldızımız, üç bölgenin de kendine has özellikleri, gelenek ve göreneklerinin bulunduğunu, basit yaşamayı seven bir insan olarak hepsine kısa sürede uyum sağladığını söylerken, üç bölgede de futbolun aşırı derecede sevildiğini belirterek, “Yaşam konusunda olduğu gibi futbol açısından da bir birinden çok farklı özellikler var. Önemli olan bu stile ayak uydurabilmeniz. Ben burada bunların hepsine çok kısa sürede alıştım. Özetle, Türkiye’de bulunmaktan çok mutluyum” diye konuştu.
Sohbetimizde konu yavaş yavaş futbola kayarken, puan kayıplarımızdan söz eden Brezilyalımız, “Şanssız puanlar kaybettik. Şu anda liderin sadece 6 puan gerisindeyiz. Trabzonspor ve Galatasaray’a mağlup olduk, Fenerbahçe ile berabere kaldık. Ama ben zirveden uzaklaşmamızı bu maçlara bağlamıyorum. Durumumuzu küçük takımlar etkiledi. Kayseri Erciyesspor, Sakarya ve Antalya beraberlikleri, Sivas mağlubiyeti şu anda bizi bu duruma itti. Bu maçları kazansaydık şu anda herşey çok daha farklı olurdu. Bundan sonra bunun gibi maçlar oynamayacağımızı ümit ediyorum” dedi.
Kendisinden çok büyük beklentilerin olduğunu ve bunlar için ne düşündüğünü merak ettiğimiz Ricardinho tek cümlelik bir cevapla yanıtladı sorumuzu: “Beklentileri karşıladığıma inanıyorum.” “Delgado ile yan yana oynar mı oynamaz mı?” tartışmasının yersiz olduğundan da bahseden tecrübeli oyuncu “İkimiz de futbolcuyuz. İkimiz de birbirimizle oyanayabilecek yeteneğe sahibiz. Böyle tartışmalar neden çıktı anlamıyorum” diyerek bu tartışmaya da son noktayı koydu.
Türkiye’de futbola nasıl bakıldığını ve bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istediğimiz Brezilyalı futbolcumuz, “Türk halkı futbolu çok seviyor. Hatta Brezilyalılar’dan daha çok sevdiklerini söyleyebilirim” derken, derbilerin  Türkiye’de çok üst seviyede geçtiğini belirterek, “Ben derbilere alışkın bir futbolcuyum. Dünyanın her yerinde derbi heyecanı, atmosferi aynıdır. Ama burada biraz daha fazla gibi gözüküyor. Derbileri bildiğim için kimseyi bana büyük maçların önemini anlatmak zorunda bırakmadım. Şu ana kadar oynadığımız iki derbiyi de kazanamadık fakat, ikinci yarıda ikisinden de galip çıkacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu. Fenerbahçe maçındaki gollük pozisyonu ise “Ben kaçırmadım kaleci kurtardı” diye yorumlayan yıldız futbolcu, “Kalecinin dışında gelişen bir pozisyondu, çok iyi bir kurtarış yaptı” dedi.
Ricardinho, “Brezilya Milli Takımı senin için ne anlam ifade ediyor?” şeklindeki sorumuza ise şu sözlerle cevap verdi:
“Milli takımda görev almak benim için herşey diyebiliriz. Kendi ülkenizi, kendi milletinizi temsil ediyorsunuz. 5 kere dünya şampiyonu olan bir takımın bir parçasısınız. En azından ben bunların bir tanesine katıldım. Benim için mükemmel bir duygu. Çağırıldığım her zaman koşa koşa gitmeye hazırım. Beşiktaş’ta oynarken de milli takıma gitmek istiyorum. Oynayacağım maçlar, yapacağım çalışmalar sonucunda umarım o formayı tekrar sırtıma geçiririm.”
Beşiktaşımız’a transfer olacağı gündeme geldiği andan itibaren zaman zaman övülen, zaman zaman yerilen Ricardinho’ya Türkiye’ye transfer olmadan önce hakkında çıkan bir haberi hatırlattığımızda, biraz kızgın, biraz esprili, biraz da gergin bir cevap alıyoruz. Ricardinho transferini eleştiren bir gazetede çıkan haberin özeti şöyleydi, “Brezilyalı, büyük bir futbolcu olduğu için değil, takım arkadaşlarını teknik direktörü Carlos Alberto Parreira’ya şikayet ettiği, futbolcuların kendi arasındaki konuşmaları Parreira’ya sızdırdığı için Brezilya Milli Takımı’nda oynuyor…” Ricardinho, dudak bükerek karşılıyor sorumuzu ve “Milletin ağzı torba değilki büzesin” ifadesiyle başlıyor konuşmaya: “Eline kalemi alan yazıyor. İsteyen istediğini yazabilir. Herkes düşündüğünü, gerçeklerden çok içinden geleni, istediğini yazıyor. Belki bu daha çok işlerine geliyor. Benim Parreira ile olan ilişkim diğer teknik direktörlerle olduğu kadardı. Bundan ne bir fazla ne de bir eksik. Bu tarz şeyleri açıkçası pek umursamıyorum. Belki bunu yazmayı unutmuşlardır, ben hatırlatayım; herhalde 2002 Dünya Kupası’nda Scolari’nin de çok yakın arkadaşıydım ki o kupaya beni de götürdü”. Bu konudaki son cümlesini ise gülerek söylüyor Brezilyalımız: “Bu durumda Dunga ile de çok yakın ilişkiler kurmalıyım.”
Son olarak bir anısını bizlerle paylaşmasını istediğimiz Ricardinho, kendisini en çok etkileyen olayın ise Türkiye’ye ayak bastığı ilk gün havaalanında yaşadıkları olduğunu ifade ediyor:
“Benim iş ve özel hayatımda çok iyi anılarım oldu. Hiç kötü hatıram olmadı. Bütün futbol hayatımı futbolu bıraktıktan sonra iyi bir anı olarak anlatabilirim. Ama havaalanındaki karşılama gerçekten muhteşemdi. Binlerce kişi benim adımı tezahürat ediyordu. Böyle birşeyle karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim. Havalanında çıkışımız biraz zor oldu. Arabanın etrafı taraftarlarımızla çevirilmişti ve yola çıkarken büyük güçlük yaşamıştık. Bunlar benim için çok hoş şeyler. O günü unutmam neredeyse imkansız.”

Diğer Haberler