Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Ayten Uncuoğlu Beşiktaş Dergisi’ne konuştu.

Görsel ve işitsel sanatların hemen her kademesinde görev yapmış, gerçek bir kültür emekçisi olan Ayten Uncuoğlu; gerek sinema, tiyatro ve televizyon oyunculuğu alanlarındaki sıra dışı performansı gerekse de set dışındaki, sokaklardaki yaşantısıyla da herkesin beğenisi kazanan bir isim... Beşiktaş semtinde buluştuğumuz sanatçıyla, isimleri saymakla bitmeyecek dizi filmler; Çılgın Bediş’ten Kavak Yelleri’ne renkli camdaki başarılı oyunculuklarından beyazperdedeki sinema deneyimlerine, Ankara Çocuk Tiyatrosu ve televizyon öncesi radyo dönemlerinden “Siyah Beyaz yıllara” çok kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdi Beşiktaş Dergisi. O röportajdan bazı bölümleri sunuyoruz:
 
“Her şeyini bilirim Beşiktaş’ın! Şenol Birol Gol! Her şeyi hatırlarım; Feyyazlar, Sarı Metin’ler, Ali’ler… Hala da okuyorum.”
 
“Yeşilçam’ı yok saymak, küçümsemek çok yanlış olur. Eskinin üzerine bir şeyler konularak, eskiyi reddetmeden yapılan işlerin şimdi ve gelecekte daha güzele doğru evrileceğini düşünüyorum.”
 
“Beşiktaş’ta beni çeken taraftarlarıdır. O mütevazılık, ne istediğini bilen, ünlü olmayı değil de, popüler olmaktansa iyi ve önemli olmayı tercih eden yapısı belki de benim sanatçılık anlayışımla örtüştüğünden Beşiktaşlılık ruhuma çok yakın geliyor.”
 
“Sanat eğitimi çok önemli, bazı kurumların kapatılması değil, bilakis daha fazla yaygınlaştırılması gerekir.”
 
“İlkokuldayken çok samimi iki arkadaşım vardı. Biri esmerdi; Gina Lobrigida hayranıydı ve Fenerbahçeli’ydi. Aynı sırada oturduğum diğer arkadaşım ise sarışın ve yeşil gözlüydü, Sofia Loren hayranı bir Galatasaraylı’ydı. Her ikisi de beni kendi saflarına çekmek isterken ben ‘Olmaz’ dedim; ben farklı biri olacağım. Brigitte Bardot’cu olacağım ve Beşiktaş’ı seçiyorum!”