HABERLER

1990-91 Sezonu Şampiyonluğumuz

1990-91 sezonunda da takımın başında Gordon Milne vardı. İstikrarın sembolü olarak tanınan Başkan Süleyman Seba, diğer kulüplerin aksine aynı teknik direktörle yola devam etmenin en doğru yol olduğunu düşünüyordu. Beşiktaş geçen sezonun şampiyonuydu. Bu sezon da hedef yine şampiyonluktu. Geçen sezon bunu başaran Milne, bu kez de zirveye imzasını koyabilirdi.

Ligin ilk devresi geride kaldığında Beşiktaş, lider Galatasaray’ın beş puan gerisindeydi. Ama Seba, Milne’ye ve takımına güveniyordu. Üç puanlı sistemde bu fark kolayca kapanabilirdi. Zaman Seba’nın haklı olduğunu gösterdi. Beşiktaş ikinci yarıya fırtına gibi başladı. 21 Nisan 1991 tarihine gelindiğinde de Galatasaray’ın bir puan önündeydi. O gün Ali Sami Yen Stadı tıklım tıklım doluydu. Beşiktaş, Galatasaray ile karşı karşıya gelecekti. Bu maç şampiyonu büyük ölçüde çıkaracaktı. İlk dakikalarda Beşiktaşlı futbolcular sanki kendilerinde değildiler. Şaşkındılar, dağınıktılar... Daha 6. dakikada Tanju’nun şok golü geldi. 17. dakikada defanstaki inanılmaz hatalar ikinci golü getirdi. Ulvi’nin ayağına çarpan top filelere gitti. Galatasaray 2-0 öndeydi. Bu hem de böylesine finalde çok önemli bir skordu. Siyah-Beyazlı futbolcular ilerleyen dakikalarda içinde bulundukları şoktan çıktılar. 2-0’a rağmen tezahürata devam eden, takımı destekleyen taraftarların da bunda payı büyüktü. Ve Beşiktaş atakları başladı. 34. dakikaydı. Feyyaz’ın vuruşunda önce Hayrettin’in çeldiği top, sonra direğe çarptı ve döndü. İşte orada Ali bitti ve tamamladı: 2-1. İlk devrenin son dakikalarıydı. Galatasaray yarı alanına uzun bir top atıldı. Orada Yusuf vardı. Ama presiyle tanınan, her topu takip eden Ali de topa doğru koşuyordu. Yusuf, Ali’nin geldiğini gördüğünden olacak, bir anlık şaşkınlıkla topu sektirdi. Ali, bu hatayı affetmedi, topu aldı, Hayrettin’in üzerinden nefis bir şekilde aşırdı: 2-2. İkinci yarıda Beşiktaş bastırıyor, Galatasaray kapanıyordu. Sarı-kırmızılı takım gol umudunu artık kontraataklara bırakmıştı. Ama Beşiktaş tedbirliydi, rakibine fırsat vermiyor, bu arada tehlike üstüne tehlike de yaratıyordu. 73. dakika gelmişti. Yine karıştı Galatasaray ceza alanı ve usta golcü Feyyaz yerden sert bir vuruşla topu filelere yolladı: 3-2.

Bu büyük bir zaferdi. Ligin bitmesine üç hafta kalmıştı ve Beşiktaş Galatasaray’ın dört puan önündeydi. Bu fark kapanmazdı. Kapanmadı da... Beşiktaş önce Sarıyer’i yendi. Ardından Fenerbahçe Stadı’nda tarihte belki de çok ender rastlanabilecek bir görüntü vardı. Tribünlerde sadece iki bin kadar Fenerbahçe seyircisi vardı. Gerisi hep Beşiktaşlı’ydı. 8. dakikada Ulvi, 87. dakikada Feyyaz’ın golleri geldi. Maçın sonu 2-0’dı ve Beşiktaş artık şampiyondu. Beşiktaş sezonu şu kadrosuyla tamamlamıştı:

Engin, K.Metin, Recep, Gökhan, Ulvi, Hamit, Kadir, Rıza, Mehmet, Şenol, Walsh, Ali, Metin, Zeki, Feyyaz, Turan, Mutlu, Halim, Wilson.

Kartal’ı şampiyonluğa taşıyan sonuçlar şöyleydi:
Gaziantep: 1-0, 3-0. Karşıyaka: 1-1, 3-0. Aydın: 5-3, 4-2. Bursa: 2-0, 1-0. Bolu: 3-1, 1-0. Bakırköy: 2-0, 4-2. Zeytinburnu: 0-0, 5-0. Adanaspor: 1-1, 1-0. Konya: 4-1, 3-0. Gençlerbirliği: 0-0, 0-2. Ankaragücü: 2-2, 3-0. Galatasaray: 1-1, 3-2. Sarıyer: 1-0, 1-0. Fenerbahçe: 1-1, 2-0. Trabzon: 3-2, 3-3.