HABERLER

'Hayatımı futbol üzerine kurdum'

Yavru Kartal Çocuk Kulübü üyelerimiz sordu, Mehmet Aurelio yanıtladı.

Ben Gizem Güven. 13 yaşındayım. Burak Bora Anadolu Lisesi’nde 1. sınıfa gidiyorum. En sevdiğim ders kimya. Büyüyünce ne olacağıma henüz karar vermedim. Profesyonel olarak yüzüyordum fakat bırakmak zorunda kaldım. Futbol takımımızda en çok Filip Holosko’yu seviyorum. Öyle ki balığıma da “Filip” ismini verdim.

Ben Fırat Kayabek. 12 yaşındayım. Çevre İlköğretim Okulu’nda 7. sınıfa gidiyorum. En sevdiğim ders sosyal bilgiler. Büyüyünce arkeolog olmak istiyorum. Futbolu çok seviyorum ama ben yüzüyorum. Futbol takımımızda en sevdiğim futbolcu ise Quaresma.

Biz Yavru Kartal Çocuk Kulübü üyeleri olarak, şanssız bir sakatlık yaşayan tecrübeli futbolcumuz Mehmet Aurelio’yu BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde ziyaret ettik. Futbolcu ağabeyimizle sohbet edip, beraber fotoğraflar çektirdik. Daha sonra röportajımıza başladık. İşte futbolcumuza sorduğumuz sorular ve onun verdiği yanıtlar...

Fırat Kayabek: Futbola nasıl başladınız?
İlk olarak arkadaşlarımla sokaklarda oynayarak başladım. Daha sonrasında da salon futboluna geçtim. Olaria takımında da profesyonel oldum.

Gizem Güven: Futbol dışında yapmaktan hoşlandığınız spor ya da sanat dalı var mı?
Pek olmadı. Hayatım boyunca hep profesyonel futbolcu olmayı arzulamıştım. Bu nedenle hayatımı futbolun üzerine kurdum.

Fırat Kayabek: Futbola kaç yaşında başladınız?
İlk profesyonel sözleşmemi 17-18 yaşımdayken yaptım. Ama 10 yaşımdan itibaren de antrenman yapmaya ve futbolun içinde olmaya başladım.

Gizem Güven: Eğer Beşiktaş’ta oynamasaydınız Avrupa’da hangi futbol takımında oynamayı isterdiniz? Neden?
Birçok kulüp var ama benim en çok oynamak isteyeceğim yer Barcelona olabilirdi. Ama şu anda öyle bir düşüncem ve isteğim yok. Bütün istek ve arzumu Beşiktaş için veriyorum.

Fırat Kayabek: Futbolu bıraktıktan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Eşimle ve çocuklarımla uzunca vakit geçireceğim.

Gizem Güven: Küçükken sadece futbolcu olmayı mı hayal etmiştiniz? Yoksa başka meslekleri de hayal ediyor muydunuz?
Futboldan başka hayalim hiçbir zaman olmadı. Tanrıya şükür ki, bu hayalimi de gerçekleştirdim.

Fırat Kayabek: Türkçe’yi nasıl öğrendiniz?  
Zamanla öğrendim. Türkiye’de ilk Trabzon’a gelmiştim. Orada insanların konuşmalarından duyduğum kelimeler zamanla aklımda yer etti. Fazla konuşamıyorum ama anlıyorum.

Gizem Güven: Sakatlık ya da bazı psikolojik nedenlerden dolayı futbolu bırakmayı hiç istediniz mi? İstediyseniz kararınızı değiştiren şey nedir?
Real Betis’te oynarken çok ciddi bir sakatlık geçirmiştim ve ikinci ameliyatımı olmuştum. O zaman ciddi anlamda bırakmayı düşündüm. Sonrasında ailemin bana verdiği destek sayesinde tekrar futbola dönebildim.

Fırat Kayabek: Brezilyalı olmanıza rağmen Türkiye Milli Takımı’nı tercih etmenizin sebebi neydi? Ay yıldızlı formayı giydiğinizde ne hissediyorsunuz?
Türkiye Milli Takımı’nda oynamayı tanrının bana verdiği bir lütuf olarak görüyorum. Ay yıldızlı formayı giymek çok mutluluk verici bir olay. Bu nedenle kendimi çok şanslı hissediyorum.

Gizem Güven: Yenilgilerin strateji hatası mı yoksa psikolojik etmenler mi olduğunu düşünüyorsunuz?
Bunu tek bir şey olarak söylemek çok doğru değil. Belki rakip takım sizden daha iyi oynuyor ya da çok büyük bir şanssızlık yaşıyor olabilirsiniz. Futbol o zamanın oyunudur. Onun içinde ne olacağını bilemezsiniz.

Fırat Kayabek: Haftada kaç gün antrenman yapıyorsunuz?
Çok yoğun bir maç programımız var. Her gün antrenmanımız oluyor ama bu sezon nadiren bir gün izin yapabiliyoruz.

Gizem Güven: Futbolcu olmayı tavsiye eder misiniz? Yoksa futbolun herkesin oynayamayacağı, zor bir meslek olduğunu düşünüyor musunuz?
Futbol çok güzel bir meslek. Ama bunun yanında da birçok zorluğu var. Dışarıdaki insanlar, içeride yaşanan şeyleri tam olarak belki pek bilmiyorlar. Ancak devamlı bir hareketlilik var ve devamlı bir efor sarf etmeniz gerekiyor. Bu sadece futbolcular için değil, futbol endüstrisi içinde çalışan herkes için geçerli. Gerçekten futbol, kolay olmayan bir meslek diyebilirim.

Fırat Kayabek: Brezilya’daki çocuklar ile Türkiye’deki çocukların yaşamı arasında farklılıklar var mı?
Ben pek bir fark olduğunu düşünmüyorum. Neticesinde Brezilya’da olsun, Türkiye’de olsun çocuk, çocuktur. Her iki yerde de çocuklar oyunlarını oynuyor, eğleniyor, çocukluklarını yaşıyor. Ben iki ülke arasında fark göremiyorum.

Gizem Güven: İyi ve kötü anlamda asla unutamayacağınız maçlar hangileri?
En güzel maçlardan biri, Avrupa Kupası’nda milli takımla Çek Cumhuriyeti’ne karşı oynadığımız maç... 2-0 geriden gelip 2-3’lik skoru yakaladığımız maç, benim için büyük önem arz ediyor. Arkasından da Hırvatistan maçı çok önemliydi. Bu güzelliklerin yanında en üzücüsü de, Almanya maçı oldu. 2-2’lik skordayken ve iyi oynarken son dakikada yediğimiz golle elenmiştik. Çok uzun bir süredir burada değilim ama Beşiktaş’ta yaşadığım en güzel maç olarak da, geçen sezon kupayı kazandığımız final maçını örnek verebilirim.  

Fırat Kayabek: Futbola sizi kim yönlendirdi? Şansınız ne kadar etkendi?
Özellikle babamın futbola başlamam için bana destek verdiğini söyleyebilirim. Maalesef şu anda hayatta değil, kendisine her zaman şükranlarımı sunuyorum. Onun sayesinde buralara geldim. Diğer sorun için de şöyle bir cevap verebilirim; çalıştıkça, tanrı insanlara şansı her zaman lütfeder. Çalıştığınız sürece şansınız her zaman olacaktır diye düşünüyorum.

Gizem Güven: Beşiktaş’ta oynamanın sizce en güzel yanı nedir?
Yanınızda çalıştığınız insanlar hem sizi çok seviyor hem size çok saygı duyuyor. Aynı şekilde biz de onları çok seviyoruz. Beşiktaş’ta böyle bir ortamın olması, çalışmayı daha zevkli hale getiriyor. Tabii ki taraftarlarımızın desteği de, burayı çok farklı kılıyor.

Fırat Kayabek: Tribünler isminizi söylediğinde ne hissediyorsunuz?
Onların verdiği destek, gerçekten futbolcuya kendini çok iyi hissettiriyor. İsmimi duymak, bana çok büyük bir mutluluk veriyor.

Gizem Güven: Sporcuların, ünlü olmadan önce olmak istedikleri ve örnek aldıkları başka sporcular da vardır. Herkesi kast etmiyorum, olmayabilir de... Varsa sizinki kimdir?
Benim için Ronaldo Luis Nazario de Lima... Hayatı boyunca çok büyük zorluklar yaşadı. Futbolculuk kariyerinde beş ameliyat geçirmesine rağmen, bir savaşçı gibi güzel oyununu sürdürdü. Üst düzeyde bir futbolcuydu.

Fırat Kayabek: Maç içinde motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz? Örneğin takım gol yediğinde tekrar nasıl toparlanıyorsunuz?
Maçlardan önce iyi bir şekilde motive olmaya, rakibe karşı iyi hazırlanıp, sahada iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kalenizde gol gördüğünüzde toparlanıp yeniden oyuna dönmeniz gerekiyor. Tek hedefimiz, rakip kaleye gol atmak oluyor. Dikkatli bir şekilde bunun için çalışmaya başlıyoruz.

Gizem Güven: Beşiktaş’ta bu sezon şampiyon olabilecek performansı görüyor musunuz? Görüyorsanız, şampiyonluk yolunda en büyük rakibiniz hangi takımdır?
Beşiktaş, her gün üzerine biraz daha koyarak ilerleyen bir takım. Her gün daha iyiye gidiyoruz ve önümüzdeki her gün daha da gelişeceğiz. Sezon sonuna kadar aynı şekilde çalışmamızı sürdürürsek şampiyon olabiliriz. Burada hiçbir sıkıntı yok. Sadece bu çalışmayı bırakmamamız lazım. Rakiplerimiz hakkında da isim vermek doğru olmaz. Çünkü birçok rakibimiz var. Hepsine de saygı duyuyoruz.

Gizem Güven-Fırat Kayabek: Teşekkür eder, başarılar dileriz.