HABERLER

02.11.2009

Mustafa Denizli’den Basın Toplantısı

Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli Şampiyonlar Ligi’nde Wolfsburg’la oynayacağımız  karşılaşma öncesinde bir basın toplantısı düzenledi.

İşte basın toplantısında öne çıkanlar:
-“HER TÜRLÜ DURUMU LEHİMİZE ÇEVİRMELİYİZ”-
Yoğun tempomuz devam ediyor. Bu tempo içerisinde hem lig hem de Şampiyonlar Ligi maçlarına en iyi şekilde hazırlanıp bu zorlu dönemi en az kayıpla geçmek istiyoruz. Yarın oynanacak Wolfsburg maçı belki de gruptaki 6 maç içerisinde en fazla önem arz eden, gruptaki durumumuzu belirleyecek bir karşılaşma. O yüzden yarın lehimize olacak her türlü durumu değerlendirmek istiyoruz. Nedir bunlar? Top kapma, topu iyi kullanma, gol vuruşlarındaki başarılar... Bunların hepsi lehimize olmasını beklediğim unsurlar.
-“İÇ SAHADA NE DENLİ ÖNEMLİ BİR TAKIM OLDUĞUMUZU GÖSTERECEĞİZ”-
Yarınki maçı lehimize çevirip Şampiyonlar Ligi’nde yolumuza devam etmek istiyoruz. Beşiktaş geride kalan üç maçta bu gücünü ortaya koydu ama maalesef sadece 1 puan kazanma imkanımız oldu. Bugün şartlar değişiyor. Artık iç sahada önemli maçlar oynayacağız. İç sahada ne denli önemli bir takım olduğumuzu yarın göstereceğiz. Bunun ilk adımını da yarın atmak istiyoruz.
-“HİÇBİR TEKNİK ADAM KADROSUNDA SAKAT OLMASINI İSTEMEZ”-
Takım içerisinde her zaman sakatlık veya cezalardan doğabilecek eksikler bizim düşüncemiz dahilindedir. Her teknik adamın ilk isteği kadrosundaki oyuncuların tümünün sağlıklı olmasıdır. Bunu her zaman bulmanız mümkün değil. Bu durumda olan arkadaşlarımız var ama bu, Beşiktaş için olumsuzluk arz etmeyecektir. Her türlü şartta mücadele edebilecek 11 futbolcuyu sahaya sürebilecek bir takımız.
-“YARINDAN SONRA TABLONUN NASIL OLACAĞINI GÖRECEĞİZ”-
Bu tempoyu daha geniş zamana yayacağız. Bunu Wolfsburg maçının ikinci yarısında ortaya koyduk. Ben alacağımız 7 puanı bizi hedefe ulaştıracağını söyledim. O puanları alınca hedefe ulaşır mıyız, ulaşamaz mıyız onu göreceğiz. Mutlaka böyle olacaktır demek değil ama tecrübeme dayanarak konuştuğum için yüksek olasılıkla düşüncelerimiz gerçekleşir. Yarın Wolfsburg’u yenip puanımızı 4’e çıkardığımız zaman ondan sonraki tablonun ne olacağını hep birlikte görürüz.
-“NİHAT, TORAMAN VE İSMAİL OYNAYAMAYACAKLAR”-
Yarın muhtemelen son maçımızda görev yapan Nihat ve İbrahim Toraman’dan yoksoksun mücadele edeceğiz. Bunlara İsmail’i de ilave edebiliriz. Soru işareti olan 2 futbolcu var. Biri Rüştü. Rüştü’nün ağrıları var ama büyük olasılıkla oynayacaktır. Diğeri Tello, bir test çalışması yapacağız. İyi olursa maç kadrosunda olacaktır. Beşiktaş’ta görev alan her futbolcu son derece değerlidir.
-“BU MAÇIN TELAFİSİ YOK”-

Yarınki maç telafisi olmayan maçlar kategorisindedir. O yüzden stratejimiz son derece önemli. Sakat arkadaşlarımız olsalardı hem kendileri hem de takım için daha iyi olurdu ama olmamaları da çok önemli değil. Sonuçta en fazla 10 gün sonra hepsi hazır olacaktır.
-“WOLFSBURG İYİ TAKIM AMA BÜYÜK TAKIM DEĞİL”-
Sonuç bizim istediğimiz gibi olursa planlarımızda bir farklılık olmayacaktır. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Puan durumuyla, oynadığımız maçlara bakacak olursak kimse “Geride kalan üç maçta Beşiktaş kötü futbol oynadı” diyemez. Gol pozisyonları bulduk ama maalesef düşündüğümüz gibi sonuçlandıramadık. Yarınki maç, durumumuzu büyük olasılıkla belirleyecek. Bu bir baskı unsuru oluşturur mu, hayır oluşturmaz. Yarın oyuna nasıl başlamamız, devam ettirmemiz ve bitirmemiz gerektiğini iyi bilmeliyiz. Wolfsburg iyi bir takım ama büyük bir takım değil. Bunu biliyoruz. Wolfsburg’u o kategoriye koymuyoruz. O yüzden yarın istediğimiz sonucu alabilecek güçteyiz.
-“SONUÇ NE OLURSA OLSUN FEDERASYON’LA ALAKASI YOK”-
İki şeyi birbirinden ayırmamızda fayda var. Bu maçın sonucu ne olursa olsun benim federasyon ile ilgili bir sitemim olmaz. Benim dile getirdiğim hadise şuydu: Bunlar özel maçlardır. Özel maçların özel hazırlıkları olur. İmkanlar çerçevesinde bana 1 gün fazla süre verilseydi çok mutlu olurdum. Sakatlık yaşayan arkadaşlarımızın bu durumla hiç alakası yoktur. Zaman zaman herkes mazeret üretir ama Türkiye’de mazeret unsurunu ortadan kaldıran kişi benim. Yarınki sonucun Ankaragücü maçının tarihiyle hiçbir alakası olmayacaktır. Benim dile getirdiğim şey, bana ekstra birkaç saat verilmesiydi. Yoksa benim futbolcularım dün yapacağım antrenmanda da sakatlık yaşayabilirlerdi. Kimsenin şüphesi olmasın, Beşiktaş yarınki maça hazırdır.
-“MAZERET ÜRETMEYE DEĞİL MAZERETLERİ SİLMEYE ALIŞIĞIM”-
Biraz baskı var. Bu gayet doğaldır. Her takım, eğer büyük hedefleri ortaya koyuyorsa sadece bu hedefin dahi yaratacağı baskılar ortaya çıkabilir. Bunu şampiyonluğa oynayan takımların futbolcuları yaşar. Büyük takım olmak da böyle zamanlarda devreye girer. İşte bu takım öyle bir takım. Biz her zaman iddialı hedeflerin, iddialı maçların takımı olduk. Bunu yarın göstereceğiz. Yani şartlar ne olursa olsun yarınki maçın bundan öncesiyle bir alakası yoktur. Kimse bir bağlantı kurmaya kalkmasın. Biz hayatımız boyunca mazeret üretmeye değil mazeretleri ortadan kaldırmaya çalışan isimler olduk. Bazıları bunu anlayamıyor sanırım. Beşiktaş büyük hedeflerin takımıdır.
-“BİRİNCİ HEDEFİMİZ ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE DEVAM ETMEK”-
Bütün olasılıkları değerlendiriyoruz. Beşiktaş’ın birinci hedefi Şampiyonlar Ligi’nde devam etmek. Beşiktaş’ın ikinci ve genel hedefi Avrupa’da devam etmek. Bunu gerçekleştirmek için yarın ve bundan sonraki maçlarda her şeyimizi ortaya koyacağız. Fink’in çıkış grafiğinin karşılığı olacak kendisi yarın oyuna başlayacak. Bu grafiğinin yarın devam etmesini umuyoruz.
Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli ile birlikte basın toplantısına katılan Alman Futbolcumuz Fink ise şunları söyledi:
-“ÖNCELİKLİ HEDEFİM KARŞI TAKIMIN OYUN KURUCUSUNU DURDURMAK”-
Yarınki maçta işimiz çok zor ama kazanacağımıza eminim. Üzerimizde büyük bir baskı var ama bu baskıyı yeneceğiz. Wolfsburg’da son yarım saatte oynadığımız futbol çok iyiydi. O futbola Türkiye’de de devam etmek istiyoruz. Eğer bunu başarabilirsek kazanma ihtimalimiz oldukça artar. Türkiye’ye geldiğim zaman takıma alışmam için bir süre geçmesi gerekiyordu. Bu zaman artık geçti sayılır. Takıma alıştıkça performansım da artıyor. Ben burada mutluyum. Benim geçen maçtaki görevim karşı takımın oyun kurucusunu durdurmaktı. Öncelikli görevimi yerine getirmeden hücuma çıkmak aklımdan geçmiyor.


Diğer Haberler