HABERLER

01.10.2009

“Başarılarımızın Tesadüf Olmadığını Gösterdik”

İkinci kez üst üste Balkan Kupası’nı kazanarak tarih yazan Bayan Voleybol Takımımız’ın antrenörü Bülent Karslıoğlu, bu zaferin haklı gururunu yaşıyor. Karslıoğlu, Beşiktaş Dergisi Ekim 2009 sayısının konuğu oldu.

Sadece Türk oyuncularımızla katıldığımız bu turnuvada hem taktiksel hem de mental anlamda takıma çok şey katan Karslıoğlu, başarıların yıllara yayılarak devam edeceğinin de sinyalini veriyor...
Geçtiğimiz sezon Bayan Voleybol Takımımız’ın başına getirilen Bülent Karslıoğlu, hırsıyla bilinen antrenörlerimizden biri. Geçen sezon başında ilk kez kaldırdığımız Balkan Kupası’nın kazanılmasında da en önemli rollerden birini oynayan Karslıoğlu, takımımızla birlikte yine aynı zafere imza attı. Röportajımızda, geçen sezon attıkları tohumların ilk meyvesini Balkan Kupası’yla topladıklarını söyleyen Karslıoğlu genç ve hırslı oyunculardan kurulu, çok daha iyi bir kadroyla filelerde eseceğimizin garantisini verdi...
Bu sezondaki muhteşem başlangıcımıza gelmeden önce geçen sezonun bir değerlendirmesini yapalım. Yine Balkan Kupası’nı alarak sezona başlamıştık. Peki devamında işler nasıl gitti?
Geçen sezon Balkan Kupası’nı kazandıktan sonra çok güzel bir ivme yakaladık. 6’da 6 yaparak lige iyi bir başlangıç yaptık. Sezon başındaki amacımız ligi ilk altıda bitirmekti. Sezon sonuna baktığımızda bu açıdan istediğimizi gerçekleştirdik. Tabii ki olumsuz durumlar da yaşadık. Yoğun maç trafiği nedeniyle formsuzluklar oldu. Açıkçası dar bir kadromuz vardı ve ilk yarı boyunca bir yabancı oyuncumuz eksik oynadık. İstediğimiz tarzda bir oyuncu bulamadığımız için transfer yapmadık ve istediğimiz gücü de alamadık. İkinci yarıda bu transferi gerçekleştirdik ama takım olmak çok zor bir süreç olduğu için onunla ilgili adaptasyon sorunu yaşadık. Bu sebeple puan kayıplarımız oldu ancak ligin en iyi takımlarına karşı çok güzel galibiyetler de aldık. Lig sıralaması dışındaki bir diğer hedefimiz de kadromuzdaki gençleri en iyi şekilde değerlendirip gelecek yıllar boyunca bize katkı sağlayacak yeni bir jenerasyon yaratmaktı. Bunun meyvesini de bu sezon toplayacağız çünkü basamaklama doğrultusundaki stratejimizde bir aksaklık yaşamadık.
Sizin ne kadar hırslı bir çalıştırıcı olduğunuzu biliyoruz. Bu hırsı ve antrenörlük felsefenizi ilk yılınızda takıma yerleştirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Benim antrenör olarak amacım kendi karakterimi oyuncularıma yansıtıp kafamdaki oyunu onlara oynatmak. Genel olarak bunu başardığımı düşünüyorum. Ama tabii uygulayamadığımız zamanlar da oldu. Bunun sebebi de söylediğim gibi geçen sezon kısıtlı bir kadroya sahip olmamızdı. Formdan düşen oyuncuların yerine başka bir oyuncuyu sokup taktiksel anlamda da değişiklikler yapamadık. Tabii ki bunun arkasına sığınmıyoruz hiçbir zaman. Elimizdeki imkanları en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık.
Daha önceki röportajımızda şimdiye kadar hep baş antrenör olduğunuzu ve birçok şeyi yaşayarak öğrendiğinizi söylediniz. Geçen sezon size antrenör olarak neler kattı?
Sporcularım dahil herkese şunu söylüyorum; Beşiktaş çok büyük ve güzel bir camia. Burada bir yıl boyunca edindiğim tecrübeyi başka takımda beş yıl elde edemezdim. Bana çok şey kattı. Antrenörlük kariyerimdeki kilometre taşlarından birisi oldu. Umuyorum ki uzun yıllar kalırım ve daha uzun vadeli hesaplarımızın hepsini gerçekleştiririz. Çünkü voleybol diğer sporlar gibi günü birlik, geçici önlemlerle devam edemiyor. Planlı davranmamız gerekiyor çünkü yeterince oyuncu bulma imkanımız yok. Bu noktada da altyapı çok önemli hale geliyor. Ben de antrenör olarak bu doğrultuda davranıyorum.
Geçen sezondan ne gibi dersler çıkarıldı ve bunun doğrultusunda bu sezon neler yapmayı planlıyorsunuz?
Aldığımız en önemli ders geniş kadro kurmanın gerekliliği oldu. Şu anda kadromuzda bulunan oyuncularımızın hiçbiri yedek değil, hepsi ilk altıda oynayabilecek kapasitedeler. Yani geçen sezona nazaran formsuzluk durumlarında bu oyuncuların yerlerine oynatıp istediğimiz verimi alabileceğimiz ve rahatça taktiksel değişiklik yapabileceğimiz bir kadromuz var. Bu noktada şunu söylemek istiyorum; bahsettiğim kadroda geçen sezon bizimle çalışan oyuncularımız da var. Yani geçen sene genç oyuncularımızla ilgili hedeflediğimiz tecrübe kazandırma ve performans yükseltme işini de yapmış bulunuyoruz. Nitekim Balkan Kupası’nı altyapıdan çıkan oyuncularımız ve tamamen Türk transferlerimizle beraber kazandık. Geçen sezondan bu yıla aktardığımız en önemli vurgu bu.
Peki takım olarak nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiniz?
Balkan Şampiyonası öncesinde beş haftalık bir hazırlık dönemi geçirdik. Bu süre içersinde büyük fedakarlıklarla günde çift idman yaptık. Çünkü antrenman saatlerimiz sabah 07.00-09.00, öğleden sonra 14.00-16.00 arasındaydı. Bu nedenle bazı sabahlar 05.30 gibi yola çıkmak zorunda kaldık. Ancak bu bizim planlarımızda hiçbir aksama yaratmadı ve istediğimiz şekilde hazırlıklarımızı yaptık.
Bu sezon takımımıza dahil olan transferlerimizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Transferlerimizi yapmadan önce planlamamızı A, B ve C olmak üzere üç liste halinde yaptık. Bu doğrultuda geçen sezon boyunca çok iyi bir şekilde takip ettiğimiz, hem takımımıza yararlı olacak hem de bütçemize uygun isimleri kadromuza dahil ettik. Sanja Popoviç; İtalya Ligi’nin en skorer isimleri arasında. Bahsettiğim listenin de en başındaki oyunculardan birisi. Ondan oyun sistemimizin içinde güçlü bir atakçı olarak yararlanacağız. Jasna Majstrovic; Sırbistan Milli Takımı’nın 4 numarası. Her takımın ihtiyacı olan akıllı, teknik ve defansif bir oyuncu. Zeynep Seda Eryüz; yıllardır Eczacıbaşı Zentiva’da ikinci pasör olarak oynuyordu. Bu kimseyi yanıltmasın çünkü sahaya girdiği zamanlarda oyunun kaderini değiştiren bir yapıya sahipti. Orada çok güzel bir eğitim almıştı ve bunu gösterme zamanı gelmişti. Biz de onu Beşiktaş’a transfer ederek bu şansı verdik. Duygu Sipahioğlu; geçmişte de Beşiktaş’a hizmet vermiş, geçen sezonu çok iyi geçiren transferlerimizden birisi. Blok yönünden çok güçlü ve takımımızın üç orta oyuncusundan biri olarak ondan yararlanacağız. Aynı zamanda takımımızın kaptanlığını da yapıyor. Müge Şakar; geçen sezonun istatistiklerine bakıldığında ne kadar verimli olabileceğini kanıtlamış bir oyuncu. Nilay Özdemir; ligin ikinci yarısından itibaren Türk Telekomspor’un pasörü olarak görev yaptı. Agresif ve hırslı oyuncularımızdan birisi. Ayşe Melis Gürkaynak; genç oyuncularımızdan birisi. Çok sayıda Milli maç oynaması ve oynadığı takımdaki performansı bizi çok etkiledi. Yağmur Koçyiğit; zaten bizim oyuncumuzdu ancak eğitimi nedeniyle bir sezon boyunca İspanya’da görev yaptı. O da, orada gösterdiği performansı dolayısıyla güvendiğim oyunculardan biri. Biz bu transferleri yaparken bir maçlık değerlendirmeler yapmadık. Bir oyuncu 3-5 maç kötü oynayabilir ama çok iyi oyuncudur. Ya da bir süre iyi performans gösterir ama en önemli maçta fayda sağlayamaz. Bizim oniki oyuncumuz da aynı konsantrasyonda, aynı disiplinde. Beşiktaş Bayan Voleybol Takımı’nda yedek oyuncu yok. Biz en iyi altı kişinin sahada olacağı bir takımız. Bu da başarılı olmamızdaki en büyük etken. Çünkü teknik kadroyla sporcular arasında güçlü bir güven duygusu yaşanıyor.
Yabancı oyuncularımızın hepsinin aynı zamanda Milli takımlarda da oynadığı göz önünde bulundurulunca zaten ne kadar doğru işler yapıldığı görülüyor...
Çünkü biz laf olsun diye transfer yapmadık. İtalya’nın en iyi oyuncusu diye sorulduğunda Sanja Popoviç deniyor. Sırbistan’ın en iyi oyuncusu diye sorulduğunda Majstrovic deniyor...
Özellikle vurgu yaptığınız genç oyuncuların varlığı, sporcuların kaynaşması anlamında da avantaj sağlıyor olmalı...
Kesinlikle... Genç oyunculara karşı dengeleri çok iyi kurmamız gerekiyor. Onları ne havaya sokabiliriz ne de ezebiliriz. Şu anda mükemmel bir hiyerarşik düzende, herkes gönülden bir şeyler vermeye çalışıyor. Çok güçlü karakterde oniki oyuncuya sahibim. Geçen sezon Milli Takım’a iki oyuncu verdik. Bu sene bunu artıracağız. Sporcularımın rahatlıkla geleceğin yıldızları olduğunu söyleyebilirim.
Yine sezonun ilk zaferi Beşiktaş’tan geldi ve gruplardaki ilk maçımızı kaybetmemize rağmen ikinci kez üst üste Balkan Kupası’nı kazandık. Bu mağlubiyetin takım üzerinde olumsuz bir etkisi olmamasını nasıl sağladınız?
İlk maçta rakibimizi tanımıyorduk. Çünkü ligler başlamadığı için hiçbir maçını izleme fırsatı bulamadık. Sonuçta Sırbistan’ın Genç ve Ümit Milli Takımları’ndaki oyunculardan kurulu bir ekipti. Geçen yıldan beri kampta olan ve hazır oyunculara sahiptiler. Kaybettiğimiz ilk maçın sonunda da her şeyin bittiğini düşündüler. Hatta Türkiye’de de bu yönde olumsuz haberler çıktı ve bir turnuva oynadığımız unutuldu. Halbuki önemli olan tur sonuydu. Biz bunun bilincinde olduğumuz için bu mağlubiyet bizi olumsuz yönde etkilemedi.
Gruptaki diğer maçlarımızın hepsini 3-0 kazanarak öncelikle dörtlü finallere katılmaya hak kazandık. Bu ezici üstünlük devamının gelmesinde de etkili oldu mu?
İkinci maçtaki rakibimizi ilkine oranla iyi analiz etme şansını bulduk çünkü turnuvadaki ilk maçlarını izleyebildik. Bu doğrultuda iyi bir taktik ve motivasyonla sahaya çıktık. Gruptaki son maçımızda da aynı stratejiyi izledik. Sporcularımız da görevlerini en iyi şekilde yerine getirdi ve aldıkları net galibiyetler tabii ki kendilerine güvenmelerini sağladı.
Kupaya uzandığımız dörtlü finali nasıl değerlendiriyorsunuz?
Verilen arada üç gün boyunca Türkiye’de çalışma imkanı bulduk. Dönüşte hiç mağlubiyet almamış bir takıma karşı yarı finalde dişe diş mücadele ettik. Sporcuların da katkılarıyla önemli yerlerdeki taktiksel stratejilerle bu maçı kazanıp finale çıktık. Finalde ise ilk maçta yenildiğimiz Klek takımıyla karşılaştık. Tek düşüncemiz rövanşı almaktı. Finale kadar rakibimizin oynadığı dört maçın da videosunu izledik ve onları çözdük. İlk seti vermemize rağmen –ki bir maçta ilk set moral anlamında çok önemlidir- diğer üç seti kazanarak ne kadar dirençli ve güçlü olduğumuzu gösterdik.
Oynadığımız 5 maçta rakiplerimize sadece 3 set verdik. Takımımız taktik anlamda sahada neleri doğru uyguladı?
Voleybol bütün olarak incelenmesi gereken bir spor. Belki futbolda çok kötü oynarsınız ama bir gol atarak galip gelebilirsiniz. Voleybolda ise defansınızı güçlü tutmanın yanında çok iyi atak organizasyonları da yapmanız gerekiyor. Antrenör olarak vereceğiniz taktik muhakkak önemlidir ama sporcular bunu yerine getirdiğinde bir anlamı olur. Oyuncularım ben ne verdiysem onu alıp sahaya yansıtmayı bildiler. Bunların hepsini oturttuğumuzu görmek çok güzeldi. Sabırlı ve disiplinli oynamanın yararlarını gördük. Demek ki iyi ve doğru bir hazırlık dönemi geçirmişiz.
Balkan Kupası’nın ilk sahibi olan ve bunu tekrarlayarak iki kere üst üste aynı başarıyı yakalayan ilk takım olma şerefine erişmiş bir ekibin antrenörü olmak nasıl bir duygu?
Bunların yanında tamamen Türk oyuncularla oynayarak da tarihe geçtik... Gerçekten çok güzel bir duygu. Başardıklarımızın tesadüften ibaret olmadığını gösterdik. Hem sporcularım adına hem de kendi adıma büyük bir övünç duyuyorum. Bazıları bir anda her şeyin olmasını bekleyebilir ama biz güzel bir planlama yaptık ve hedeflerimizi büyütüyoruz. Bu hedefler doğrultusunda da sırayla adımlarımızı atıyoruz. Ligi de en iyi şekilde bitirerek bir sonraki sezon artık Avrupa’da başarı defterini açmak istiyoruz. Dediğim gibi daha genç ve daha istekli bir kadromuz var. Taraftarlarımıza zevkli müsabakalar izleteceğiz. Nasıl ki Balkan Kupası’nda gurur verici bir tablo yarattıysak bunun devamını getirmek için elimizden geleni yapacağız. Ayrıca bir şeyin daha altını çizmek istiyorum; Başkanımız Yıldırım Demirören ve Şube Sorumlumuz Bülent Deriş desteklerini hiçbir zaman esirgemediler. Bu nedenle onlara çok teşekkür ediyorum ve onlara verdiğimiz sözün mutluluğunu yaşadığımızı da belirtmek istiyorum.
Biz de size yaşattığınız bu gurur için teşekkür ediyoruz...
Röportaj: Senem Gülkar
Fotoğraflar: A. Kürşad Kaplan



Diğer Haberler