Yavru Kartal dergimizin Fun Club üyeleri Simge Ersem ve Yiğit Can Öğ sordu, Futbol Takımımız’ın tecrübeli oyuncusu Matteo Ferrari yanıtladı…

Ben Simge Ersem... Zuhal İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisiyim. 12 yaşındayım. En sevdiğim dersler Türkçe ve Matematik. Büyüyünce avukat olmak istiyorum. Futbol Takımımız’da en sevdiğim oyuncu Filip Holosko. Yavru Kartal Dergisi’nde en çok röportaj sayfalarını seviyorum.
Ben Yiğit Can Öğ... 10 yaşındayım. Büyük Esma Sultan İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisiyim. Matematik ve Türkçe’yi çok seviyorum. Büyüyünce babamın mesleği olan garsonluk yapmak istiyorum. En sevdiğim futbolcu Rodrigo Tello. Yavru Kartal Dergisi’nde ise röportaj sayfalarını zevkle okuyorum.
Biz Yavru Kartal Fun Club Üyeleri olarak Futbol Takımımız’ın İtalyan yıldızı Matteo Ferrari’yi bir idman gününde BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde ziyaret ettik ve çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik. İşte futbolcumuza sorduğumuz sorular ve onun bize verdiği yanıtlar...
Yiğit Öğ: Futbola nerede ve nasıl başladınız?
Matteo Ferrari: 6 yaşında futbola başladım. Futbol oynayan bir abim vardı. Onu örnek alarak bir mahalle takımında başladım ve ondan sonra futbol benim için bir tutku oldu.
Simge Ersem: Kariyeriniz boyunca unutamadığınız bir maç var mı?
Matteo Ferrari: İtalya Milli Takımı’yla çıktığım ilk maçta Türkiye ile oynamıştık. Bu maçı asla unutamıyorum.
Yiğit Öğ: Taraftarlarımızla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Matteo Ferrari: Buraya geldiğim zaman ne kadar tutkulu olduklarını gördüm taraftarlarımızın. Önlerine çıkmak için büyük sabırsızlık hissettim. İlk maçta da çok heyecanlandığımı söyleyebilirim.
Simge Ersem: Maçlara çıkarken uyguladığınız bir uğur var mı?
Matteo Ferrari: Maçtan önce hiçbir şey yapmıyorum. Tabii ki heyecan hissediyorum ama başladıktan sonra tamamen sahaya konsantre oluyorum.
Yiğit Öğ: Futbolcu olmasaydınız ne olurdunuz?
Matteo Ferrari: Muhtemelen babamın yaptığı işi yapardım. Babam petrol işindeydi. Çeşitli ülkelerdeki petrolü çekiyorlardı. Bu işi yapmak istememin sebebi de babamın işi nedeniyle çok gezen bir insan olması. Ben de çeşitli ülkeler görmeyi sevdiğim için bunu tercih ederdim.
Simge Ersem: Türkiye’de en beğendiğiniz oyuncular kimler?
Matteo Ferrari: Kısa zamandır burada olduğum için bu soruya cevap veremeyeceğim. Çok iyi tanımıyorum Türk oyuncuları.
Yiğit Öğ: Takımda en iyi anlaştığın oyuncular kimler?
Matteo Ferrari: Genel olarak herkesle iyi anlaşıyorum ama dil anlamında kim İngilizce biliyorsa onlarla daha çok konuşma fırsatı buluyorum.
Simge Ersem: Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olacak mı?
Matteo Ferrari: Bu zor bir lig olduğu için öncelikle gruptan çıkmak istiyoruz. Bu büyük bir başarı olacaktır. Sonrasında da devam ettirmek için çalışacağız.
Yiğit Öğ: Küçükken örnek aldığınız futbolcular var mıydı?
Matteo Ferrari: Çok vardı. Ama özellikle 1990 yılında İtalya’da yapılan Dünya Kupası’nda İtalya Milli Takımı’nın en iyi futbolcularından Cannini’yi söyleyebilirim. O zamanlar Roma’da oynuyordu. Ben kariyerime başladığım zaman bu idolümle bir sezon beraber oynadım. Onun son benim ilk sezonumdu ama yine de çok güzeldi.
Simge Ersem: Beşiktaş’tan teklif geldiğinde neler hissettiniz?
Matteo Ferrari: Aslında buraya gelmeyi düşünmüyordum. Bu sebeple teklif gelince önce çok şaşırdım. Ama aynı zamanda çok olumlu şeyler hissettim. Bir de hayatımda yeni bir tecrübe yaşamak istiyordum. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak olmam da çok önemliydi.
Yiğit Öğ: Hayatınızda vazgeçemeyeceğiniz üç şey nedir?
Matteo Ferrari: İlk sırada tabii ki çocuğum var. İş de çok önemli benim için. Çünkü futbol benim tutkum, öyle büyüdüm. İki tane yeterli mi? (Gülüyor)
Simge Ersem: Profesyonel futbolcu olmak için neler yapılmalı?
Matteo Ferrari: Fedakarlık yapmak, çok istemek ve biraz da şans olması gerekiyor. Bunlar bir araya gelirse yeterli olur.
Yiğit Öğ: Türkiye’ye gelmeden önce ülkemizle ilgili düşündüklerinizle şimdikiler arasında nasıl farklar var?
Matteo Ferrari: Çok büyük farklar var. Maalesef bana Türkiye hakkında hep olumsuz şeyler anlattılar. Maddi olarak çok geri olduğunu, Arap memleketlere benzediğini söylediler. Ama kim Türkiye için olumsuz konuşuyorsa hiç buraya gelmemiş demektir. Türkiye hakkında bir reklam kampanyası düzenlemek istiyorum. Herkesi buraya gelmeye çağıracağım ve güzelliklerini anlatacağım. Çünkü burayı çok sevdim ve olumlu anlamda çok şaşırdım.
Simge Ersem: Çocuğunuzun futbolcu olmasını ister misiniz?
Matteo Ferrari: Tabii ki isterim ama zorlamam. Eğer o isterse mutlu olurum ama istemezse bu onun seçimi olur.
Yiğit Öğ: Buraya gelmesini istediğiniz ve yakın arkadaşınız olan yabancı bir futbolcu var mı?
Matteo Ferrari: Yurtdışında çok iyi futbolcular var. Benim de arkadaşım olan bizim için faydalı olabilecek isimler var. İtalyan arkadaşlarımla Türkiye’yi konuşuyorum ve bir sürü arkadaşım buraya gelmek istiyor ama isim veremem. Çünkü transfer piyasası çok hassas dengeler üzerine kurulu.
Simge Ersem: Yurtdışında oynamak istediğiniz Türkiye’den başka bir lig var mı?
Matteo Ferrari: Bu konuda farklı bir arzum yok. Zaten İngiltere Premier Ligi’nde oynadım. İtalya Seria A’da senelerce yer aldım. Ki birkaç sene önceye kadar dünyanın en önemli ligiydi. Bunlar benim için yeterli.
Yiğit Öğ: Neden 27 numarayı giyiyorsunuz?
Matteo Ferrari: Şimdiye kadar hep 21 numarayı giydim. Çünkü çok seviyorum. Ama Beşiktaş’ta bu numara müsait değildi ve 27 numarayı seçtim. Çünkü oğlum 27 Kasım’da dünyaya geldi.
Simge Ersem: Küçüklüğünüzde hem dersleri hem de futbolu bir arada götürmek zor muydu?
Matteo Ferrari: Çok zordu. Ama bunu yapmak zorundaydım. Çünkü ailem “Eğer futbol oynamak istiyorsan okula da gideceksin” diyorlardı.
Yiğit Öğ: Hiç önemli bir derbi maçında gol attınız mı?
Matteo Ferrari: Şimdiye kadar olmadı. Ama olacak (gülüyor).
Simge Ersem: Beşiktaş’ta ilerleyen senelerde kaptan olmak ister misiniz?
Matteo Ferrari: Bu çok önemli bir konu. Kaptan olmak büyük bir sorumluluk. Davranış olarak arkadaşların için çok önemli bir örnek oluyorsun. Ben henüz 23 yaşındayken Parma’da kaptan oldum. Ki takımda benden yaşça büyük futbolcular da vardı. Beşiktaş’ta kaptan olmak benim için onur olur. Çünkü gerçekleşirse bu takıma çok şey verdiğimi gösterir.
Yiğit Öğ-Simge Ersem: Teşekkür eder, başarılar dileriz.